DİP 6. Kongre Belgeleri (6): Uluslararası mesajlar

DİP 6. Kongre Belgeleri (6): Uluslararası mesajlar

Gerçek gazetesi ve internet sitesinde daha önce haberleştirdiğimiz Devrimci İşçi Partisi'nin 6. Kongresi'ni selamlamak amacıyla Yunanistan'daki kardeş partimiz EEK, Rusya'dan Rusya Komünistleri Partisi, Marksist Sosyal Bilimler Derneği (AMO) ve “Sovyetler Birliği” Derneği ile Birleşik Komünist Partisi (OKP), Fransa'dan Corç Abdullah'a Özgürlük Birleşik Kampanyası ve ROR, Lübnan'dan Arap Kızıl Yardım Örgütü, ABD'den İşçi Partisi Yolunda Birleşik Cephe Komitesi (UFCLP), Finlandiya'dan Marksist İşçi Birliği (MTL) ile İranlı sosyalistler ve Azerbaycan'dan devrimci Marksistler tarafından gönderilen mesajları aşağıda yayınlıyoruz. Kongre ile ilgili tüm belgelere buradan ulaşabilirsiniz. 

 

 

EEK’in DİP’in 6. Kongresine mesajı 

DİP’in 6. Kongresi’nin Başkanlık Divanı’na ve delegelerine 

Sevgili Yoldaşlar, [Aslında Türkçe]

Kardeşler!

Agapití sídrofi ke sidrófises! [Aslında Yunanca: Sevgili erkek ve kadın yoldaşlar] 

Kardeş partiniz EEK’in tüm üyeleri, halklarımızı birleştiren Ege Denizi’nin öteki yakasından DİP’in 6. Kongresi’ne en sıcak ve kardeşçe selamlarını iletir, sizlere yapılacak tüm görüşmelerde, alınacak kararlarda, ulaşacağınız sonuçlarda başarılar diler.

Bugün, bir yandan çözümsüz küresel kapitalist krizin, bir yandan da yaklaşmakta olan iklim felaketinin bir uyarı sinyali olan salgın afetinin birlikte temsil ettiği tarihsel büküm noktasının tüm proletaryanın ve ezilen halkların önüne koyduğu çetin görevlerle başa çıkabilecek bir devrimci parti ve Enternasyonal’in inşası sürecinde, Kongrenizin cesur bir niteliksel sıçramanın ifadesi olacağına dair güvenimiz tamdır.

Bu güvenimizin oldukça sağlam bir maddi ve sınıfsal bir gerekçesi vardır: proleter enternasyonalizmi.  Soyut bir kavram olarak değil, tersine içinde yaşadığımız çağın, kapitalizmin gerileyişi, savaşlar ve devrimler çağı olmasının sonucu canlı bir kuvvet olarak, dünya çapında değişimi getirecek bir sürekli sosyalist dünya devriminin vazgeçilmez pratik ilkesi olarak.

Partilerimiz, DİP ve EEK, on yıllar boyunca ülkelerimizde ABD/NATO/AB’nin jeopolitik ihtiyaçları ile kendi kapitalist ihtiraslarının ve bölgesel hakimiyet planlarının güdümünde halkları kardeş katliamına iten egemen sınıflara ve savaş çığırtkanlarına karşı sürdürdükleri ortak mücadele sırasında kopmayacak güçlü bir bağ geliştirmiştir. No pasarán! Emperyalistlerin ve esas düşmanımız olan kendi kapitalistlerimizin savaşlarına karşı savaş! Haydi hep beraber onların emperyalist savaş planlarını, halklarımızın düşmanlarına karşı sınıf savaşına dönüştürelim, onları devirelim ve işçi iktidarını kuralım.  Bizler tüm şovenistlere ve sosyal-şovenistlere karşı Lenin ve Trotskiy’in, Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg’un enternasyonalist yolunu izliyoruz. Ya sosyalizm ya barbarlık! Sosyalizm yoksa, barış da yok! Sürekli savaşa karşı sürekli devrim!   

Kongreniz ABD emperyalizminin, NATO’nun ve tüm gönüllü müttefiklerinin Afganistan’da yaşadığı bozgunun hemen sonrasında gerçekleşiyor. Tabii bu gönüllü müttefikler arasında Türkiye ile Yunanistan da var. Kâbil Havalimanı’nda 15 Ağustos 2021’de görülen kaos, akıllara hemen Saygon’da 1975’in o unutulmaz 1 Mayıs’ında yaşananları getiriyor, yani ABD’nin ilk büyük tarihî yenilgisini. Açık benzerliklere karşın, bugün dünya-tarihsel koşullar oldukça değişmiş durumda. Vietnam devriminin 1975 yılındaki zaferi, Keynesçi Bretton Woods Sözleşmesi’nin getirdiği kapitalist büyümenin ve Stalinizmin emperyalizm ile vardığı Yalta Mutabakatı’nın oluşturduğu 2. Dünya Savaşı sonrası düzeninin yıkılışının bir ifadesi ve o sürecin önemli etmenlerinden birisidir. O, 1968-1979 arasındaki “On Kızıl Yıl” olarak anılan devrimci yükselişin önemli bir bileşeniydi.  1980 sonrasında bu dalgayı tersine çevirmek için yürürlüğe konan finans kapitale dayalı küreselleşme ve neoliberal taarruz başka bir sistem krizine yol açtı: 2008 finansal çöküşü ve ardından gelen, sizin çok yerinde bir ifadeyle Üçüncü Büyük Depresyon olarak andığınız dönem ve son iki senede bunun etkilerini daha da şiddetlendiren ve hâlâ sona ermemiş olan Covid-19 salgını. 

2008 küresel krizinin sonrasındaki ilk evrede yeni bir uluslararası kitlesel yükseliş dalgası oluşmuştu, özellikle Güney Avrupa ve Arap Devrimi ile birlikte Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da görülen bu dalganın içine, Yunanistan ve Türkiye’de yaşanan çalkantılar da dahildi. Tüm yenilgilere, reformist önderliğin ihanetine ve emperyalizmin barbarca saldırısına karşın, salgının hemen öncesinde hem bizim bölgemizde hem de Avrupa’da Fransa ile Latin Amerika’da yeni bir dalga ortaya çıkmaya başlamıştı. Kapitalizmin çözümsüz krizinin evrimiyle birlikte toplumsal kutuplaşma, bir yandan işçi sınıfını ve toplumun yoksul kesimlerini mücadeleye iterken, diğer yandan aşırı sağ ve faşist hareketlerin yükselişine de yol açtı, bunu sistemin çıkmazlarını ve göçmenlerin yaşadığı, kökeninde emperyalizmin aşırı-sömürüsü, saldırganlığı ve bunların yarattığı kıtlık ve savaşların bulunduğu trajediyi istismar elde etti.

Bu çelişkiler dünyanın hiçbir yerinde küresel kapitalizmin ve onun krizinin merkezi olan ABD’de olduğundan daha şiddetli bir ifade bulmadı: 2020 Haziran’ında George Floyd’un polisler tarafından katli sonrasında her yeri titreten Siyahilerin Hayatı Önemlidir halk isyanında 26 milyon kişi sokağa döküldü, yani Vietnam Savaşı’na karşı sokağa çıkanlardan daha fazlası; diğer taraftan 6 Ocak 2021’de  Trump’ın faşist çetelerinin ABD Kongresi’ne düzenlediği saldırı, kriz ve çöküş içindeki ve çok derin bir yarılmaya sahne olan Amerikan kapitalist toplumunda iç savaşın yükselişini göstermiş oldu. Amerikan emperyalizminin Afganistan’da yaşadığı tarihsel ve stratejik bozgun, 20 yıldır süren “sonsuz savaşlardan” sonra askerlerini buradan ve kısa süre sonra da Irak’tan geri çekmesi, dünya kapitalizminin tarihsel zaafını, bitkinliğini ve düşüşünü, ulaştığı en yüksek gelişme düzeyindeki ülkede yansıtmaktadır. Yoksa gerici ve Ortaçağ kafalı İslamcı Taliban’ın “güçlü olduğu”nu değil; o, ABD’nin bizzat kendisinin müttefikleri Suudi Arabistan ve Pakistan ile birlikte yarattığı bir Frankeştayn canavarıdır.    

Bu yenilginin stratejik uzantıları muazzam önemlidir. Sovyetler Birliği ve Çin’e karşı Brzezinski’nin ortaya koyduğu “büyük satranç tahtası” stratejisinin çöküşü ile birlikte Asya’nın tam ortasında büyük bir stratejik boşluk oluşmuştur. 11 Eylül’de İkiz Kulelere yapılan saldırının ardından başlayan sözde “teröre karşı savaş”ın amacı ne terörizm, ne “ulus inşası” ne de “kadın hakları” veya “demokrasi”dir. Amaç Avrasya’nın merkezinde emperyalizmin mevzilenmesi, eski Sovyet coğrafyasını ve Çin’i hedef alarak onları parçalanmış ve sömürgeleştirmeye uygun halde tutmaktır. Biden’ın dahi öncesinde Rusya ve Çin’i “resmi stratejik rakipler” olarak tanımlayan ABD emperyalizmi, Afganistan ve Irak’tan askerlerini çekişini Çin’e karşı seferberliğin bir zorunluluğu olarak sunmak istemiştir. “Taktik değişiklik” stratejik bir fiyaskoyla sonuçlanmış, orta ve uzun vadede Çin’in konumu güçlenmiş, ABD’nin hegemonik bir süpergüç ve başı derde giren tiranların son sığındığı liman olarak itibarı sarsılmış, NATO içindeki Avrupalı müttefikleriyle arası açılmış ve en önemlisi ABD’nin içindeki kriz, toplumdaki yarılma, kutuplaşma ve çatışmalar derinleşmiştir.   

Kapitalizmin merkezinde de çevresinde de kendini gösterecek altüst oluşlarla dolu yeni bir evreye giriyoruz. Bunun bölgemize, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya, Doğu Akdeniz’e ve Balkanlara etkisi hafife alınamaz. Devrimci görevimiz, sorumluluğumuz ve potansiyel rolümüz artmıştır. Esas gücünü partilerimizden alan Hristo Rakovski Uluslararası Sosyalist Merkezi, acilen uluslararası bir kongre için hazırlık çalışmalarına başlayarak yeni görevlerine hazırlanmalıdır. Bize göre bu, içinde bulunduğumuz yılın sonunda, Kasım sonu veya Aralık başında olmalıdır.

EEK ve DİP yirmi yıldır Dördüncü Enternasyonal’in Yeniden Kuruluş Koordinasyonu’nun ve Hristo Rakovski Merkezi’nin saflarında 21. yüzyılın başındaki zorluklara karşı sosyalist devrim umudunu güçlendirmek için birlikte mücadele etmektedir.

Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrası uluslararası sola yayılan şüphecilik ve bozgunculuğa karşı bir direniş olan DEYK projesinin başarısızlığının getireceği engelleri ve karmaşık sorunları hafife almıyoruz. Çözülmeden bırakılmış uluslararası çelişkiler Partido Obrero’da odaklanan bir çöküşe yol açtı. Bunların araştırılması, tartışılması ve incelenmesi gerekmektedir. Bu büyük geri çekilişin sonuçlarını halen yaşamaktayız.

Bugün, şüphecilik ve moralsizlik biçimini alan düşman sınıf baskılarına karşı kuramsal ve pratik olarak hazırlanarak her zamankinden daha güçlü direnmeliyiz. Kuvvetlerimizi sadece bir direnç oluşturma amacıyla örgütlemek yetmez, bir sıçrayış ve karşı taarruz örgütlemeliyiz. Küresel sorunlar küresel çözüm gerektirir: küresel bir devrimci örgüt, geçmişin tüm derslerini özümseyen, Devrimci Marksizm’in gelişmesine ve Sürekli Devrim kuramına dayanan Sosyalist Devrimin Dünya Partisi.

Bolşeviklerin 1917’de Rusya’da başlattıkları, Lev Trotskiy ve yoldaşlarının 1938’de Dördüncü Enternasyonal’i kurarak sürdürdüğü ama tamamlayamadığı işi Dördüncü Enternasyonal’i kurarak dünya çapında nihayetine erdirmek için mücadele etmeye devam etmeliyiz. Hristo Rakovski Merkezi, Enternasyonal’in elinde güçlü bir silahtır, fakat onun yerini alamaz.

6. Kongreniz ortak mücadelemizin tarihsel hedeflerine yaklaşmak için önemli bir adım olabilir ve olmalıdır.

Yaşasın DİP! Yaşasın EEK!

Yaşasın Hristo Rakovski Uluslararası Sosyalist Merkezi!

Sosyalist dünya devrimi ve Dördüncü Enternasyonal için ileri!

EEK Merkez Komitesi

 

* * * 

 

Üç Rusya örgütünün DİP 6. Kongresine ortak mesajı

Devrimci İşçi Partisinin 6. Kongresine

Rusya Komünistleri Partisi üyeleri ve destekçileri adına RPK Yürütme Kurulu,

Marksist Sosyal Bilimler Derneği (AMO) ve

Sovyetler Birliği” Derneği,

Devrimci İşçi Partisinin 6. Kongresinin delegelerine kardeşçe selamlarını iletir!

Partiniz Türkiye proletaryası ve geniş kitlelerin saflarında, onların ekonomik, sendikal, sosyal ve siyasal haklarını yılmadan savunarak, ulusal ve uluslararası sermayeye karşı bilfiil savaşarak, hak ettiği bir saygınlığı kazanmıştır. 5. ve 6. kongreler arasında geçen zamanda DİP, Yunanistan EEK ile birlikte, Orta Doğu ve Kuzey Afrikadaki sol güçler ile, küresel emperyalizmin desteğiyle etnik ve mezhepçi kini körükleyen yerel gerici güçlere karşı mücadelede somut bir dayanışma içinde olmuştur.  DİP önderliği farklı ülkelerdeki Marksist örgütlerin birliğini güçlendirmeyi hedefleyen çabalarını farklı yollardan sürdürmektedir. Bunun çarpıcı bir örneği, kısa süre önce Kübada meydana gelen ve gerici diasporanın Küba hükümetinin bazı hatalarından da faydalanarak desteklediği olaylara karşı DİP önderliğinin verdiği hızlı, açık sözlü ve ilkeli yanıttır.

Örgütlerimiz arasındaki dostluk yıllardır gelişmektedir. Bunun esas tezahürü Hristo Rakovski Uluslararası Sosyalist Merkezi ve onunla ilişkili RedMed sitesi içindeki ortak çalışmalarımızdır. DİPin Leningradda düzenlenen uluslararası konferanslara (2017de Ekim devriminin başladığı şehirde 100. yıldönümü kutlamaları, 2018de 1968 olaylarının daha eksiksiz bir kavranışını amaçlayan Paris ve Prag” konferansı, 2019da Ekim devriminin zamansız bir devrim olduğuna dair fikrin eleştirel bir biçimde ele alındığı konferans ve 28-29 Mayıs 2021de Rosa Luxemburgun doğumunun 150. yıldönümü vesilesiyle gerçekleşen konferans) katılımının, hem bizler hem de tüm Rusya solu için olan öneminin bilincindeyiz.

DİPin 6. Kongresinin delegelerine en içten devrimci dileklerimizi sunuyoruz!

RPK Yürütme Kurulu

AMO Konseyi

Sovyetler Birliği” Derneği

 

* * * 

Birleşik Komünist Partisi mesajı 

Devrimci İşçi Partisi önderleri ve üyelerine,

Sevgili yoldaşlar!

Birleşik Komünist Partisi (OKP) Merkez Komitesi, kardeş Devrimci İşçi Partisi’nin 6. Kongresi’ni selamlar, Türkiye komünistlerinin ilerleme, adalet, ulusal ve uluslararası sermaye ve emperyalizmin tahakkümünden kurtuluş için sosyalizm ve komünizm mücadelesinde başarılar diler!

Sermaye gericiliğinin azgınlaştığı günümüzde, DİP ulusal ve uluslararası işçi hareketine ve dünya soluna önemli katkılar yaparak Marx, Lenin ve Trotskiy’in ilerici pozisyonlarında ısrar ediyor. NATO bloğunun gericilik ve militarizmine, AB ve Troyka’nın yıkıcı politikalarına karşı mücadele ile işçi mücadelesinin saflarında bugün Türkiyeli komünistlerin sesi duyulmaktadır. Burjuva partilerine karşı hiçbir yanılsaması olmadan, DİP demokratik değişim için ittifaklar örgütleyip, büyük cephelerin içinde yer alabilmektedir. Bugün DİP, Türkiye’de emperyalizme, anti-komünist teröre, ve Erdoğan’ın şoven politikalarına karşı mücadelede, anti-emperyalist dayanışma ve halkların kardeşliği için en ön saflarda yerini almıştır.

Birleşik Komünist Partisi’nin aktivistleri olarak Türkiyeli komünistlerle ortaklığa dayalı ilişkiler geliştirebilmiş olmaktan dolayı onur duyuyoruz. Kuruluşumuzun hemen ardından OKP’ye dost elini ilk uzatan partiler arasında DİP de vardı. Bu günlerde sizlerle, zihinsel ve ideolojik olarak dahi olsa yan yana durmaktan mutluyuz, ve sizlere başarılar diliyoruz.

OKP Merkez Komitesi adına

Birleşik Komünist Partisi Merkez Komite Sekreteri

 

* * * 

 

Corç Abdullah’a Özgürlük Birleşik Kampanyası mesajı

Kıymetli dostlar, kıymetli yoldaşlar,

Corç Abdullah’a Özgürlük Birleşik Kampanyası’ndan yoldaşlar olarak bu mesaj ile bugün toplanan 6. Kongrenizi kardeşçe selamlamak ve desteğimizi ifade etmek istiyoruz.

DİP’li yoldaşlarınız birkaç yıl önce Paris’e yerleştiğinden beri, mücadele alanlarında hep yan yana olduk.  Bazen toplumsal ve sendikal mücadeleleri desteklemek için, bazen Filistin halkının kahramanca direnişi başta olmak üzere halkların ve ezilen ulusların mücadelesiyle dayanışmak için yan yana geldik. Her gösteride, her eylemde ortak anti-emperyalist, anti-kapitalist, anti-Siyonist ve anti-faşist şiarlarımızı haykırmak için aynı kortejlerde bulunduk. Siyasi konuşmalarımız, Corç Abdullah yoldaşımızın da sık sık andığı bu sınıf savaşında tereddütsüz berrak bir siyasi çizgi temelinde yürütülen verimli görüşmeler olarak cereyan etti. Günlük militan faaliyetimizde de hep birlikte sadece başka bir dünyanın mümkün olduğunu değil, aynı zamanda zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz olmadığını ve kazanacağımız bir dünya olduğunu haykırmamız bu durumun mantıksal sonucudur.

Proletarya enternasyonalizmine dayanan bu siyasi çizgi ve bu siyasi çizginin ortak eylemlerimizle somutlaşmasının bir yanı da siyasi tutsaklarımızın, yani kavgamızın ve direnişimizin öncülerinin yanında saf tutmamız oldu. DİP’li yoldaşlarımızın bizimle birlikte kesintisiz biçimde ve kararlılıkla haykırdığı gibi, saydığımız bu mücadelelerin kesişme noktasında bulunan bir savaşçı olan Corç Abdullah yoldaşımızın özgürlüğü Fransa’da mutlak bir gerekliliktir. DİP’liler, Paris’te siyasi faaliyete başladıklarından beri Birleşik Kampanya’nın faaliyetlerinin yanında yer almak için hiçbir fırsatı kaçırmadı. Bu faaliyetler bazen Corç Abdullah’ın serbest bırakılması için şart olan sınır dışı kararını imzalamayı reddeden İçişleri Bakanlığının sorumluluğunu hatırlatmak oldu, bazen güç dengesini Fransız devleti aleyhine değiştirmek için halk hareketini büyütmeye katkı sunmak oldu, bazen ise Paris’in ya da Corç Abdullah’ın tutsak bulunduğu Lannemezan’ın [Lanmezan] sokaklarında yoldaşımız serbest kalana kadar onun koşulsuz şartsız yanında olduğumuzu haykırmak oldu. Tabii ki, dünyanın her yerinde, özellikle de faşist Türk devletinin ve Siyonist oluşumun zindanlarında tutsak bulunan siyasi ve devrimci tutsakları hiçbir zaman unutmuyoruz.

Corç Abdullah’ın her açıklamasının sonunda dile getirdiği gibi, bizi emperyalizme ve can çekişen kapitalizme karşı böylesine güçlü biçimde birbirimize bağlayan bu enternasyonalist ruh ile, kavgamızı beraber sürdürmek için size dayanışmamızı, tüm dayanışmamızı iletiyoruz. Birlikte, mutlaka birlikte kazanacağız. İlla zafer, illa zafer!

6. kongrenizde size başarılar dileriz. Bu devrimci faaliyetin niteliği ve başarısı ile, proleter dünya devriminin ilerlemesine katkı yapacağınız kuşkusuz bir gerçeklik.

Hepinize kızıl, enternasyonalist ve dayanışma dolu selamlar!

Kapitalizmin vakti doldu! Artık gebermeli!

Corç Abdullah’a Özgürlük Birleşik Kampanyası’ndan yoldaşlarınız

Paris

Corç Abdullah’a Özgürlük Birleşik Kampanyası

[email protected]

 

* * * 

 

Lübnan Kızıl Yardım örgütünün Devrimci İşçi Partisi 6. Kongresi’ne mesajı

Türkiye’de Devrimci İşçi Partili kıymetli yoldaşlar,

Direndiğiniz sürece yenilmezsiniz.

İşgaller, saldırılar, açlık ve yolsuzluk ile halklarımızın içine düşürüldüğü sefalet ve kriz tablosunun ortasında, her zaman olduğu gibi, kitlelerin ve emekçi sınıfların bağrından bir umut ışığı doğuyor.

Ezilenlerin ve devrimcilerin birçok cephede yürüttüğü mücadele bize bir ders veriyor. Bu ders, umutsuzluğa kapılmadığımız ve hürriyet için, haysiyet için savaşma iradesini gösterdiğimiz takdirde her şeyin mümkün olduğudur.

Haklarımızı kazanmak için, hür ve haysiyetli bir hayat için halkın silahlı direnişinden başka bir yol yok.

Bir cephesinde emekçilerin ve halkların, diğer cephesinde vahşi kapitalizmin yer aldığı dünya çapındaki sınıf mücadelede kritik bir noktadayız. Tarihsel koşullar, bölgemizdeki bütün emekçileri ve halkları enerji kaynakları için, stratejik pozisyonları kontrol etmek için, önemli koridor bölgeleri için verilen ya da İsrail’den kaynaklanan çatışmaların merkezine koyuyor. Dünya halkları ve devrimci güçler bir tercihte bulunmak zorunda.

Ya sermaye güçlerinin her ölçekte gerçekleştirdiği soykırımlar ya da tüm fedakârlıkları göze alarak direnişler ve halk devrimleri yoluyla mutlak zafere kadar ilerlemek. Yani insanlığın dünya çapındaki barbarlık sistemindeki tüm köleliklerden kurtuluşu.

Partinizin 6. Kongresine siyasî, programatik ve örgütsel çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Yaşasın Devrimci İşçi Partisinin mücadelesi!

Yaşasın proletaryanın ve yoksul köylülerin mücadelesi!

Şan olsun mücadele alanlarındaki yoldaşlara!

Yaşasın kurtuluşun ve insanlığın bayrağı komünizm!

Arap Kızıl Yardım örgütü (Lübnan)

 

* * * 

 

Devrimci İşçi Partisi 6. Kongresi, Enternasyonal Dayanışma Mesajı (Fransa, ROR)

Değerli yoldaşlar, dostlar, kardeşler, tanıdıklarımız, henüz tanışmadıklarımız!

Fransa’daki kardeş örgütünüz ROR’un militanları ve sempatizanları adına kongrenizde size başarılar diliyoruz. Sizi, yani Türkiye işçi sınıfını ezen ve sömüren güçlere karşı verdiğiniz kurtuluş mücadelesinde ve aynı zamanda tüm insanlığın kurtuluşu için verdiğimiz ortak mücadelede üstün başarı dileklerimizi size iletmek istiyoruz.

Tüm dünyada işçi sınıfı ayağa kalkıyor ve tüm dünyada burjuvazi buna polis şiddetiyle, hukuku ayaklar altına alan bir yargı sistemi ile ve zaten lafta kalan hukuk devletini delik deşik eden bir yasama faaliyeti ile cevap veriyor. Doğuşunda devrimci olan burjuvazi, artık gerici hale geldi ve insanlığın ilerlemesinin önünde ölümcül bir fren vazifesi görüyor.

Dünya çapında burjuva toplumunun çürümesine tekabül eden bu tersine gelişimin içinden faşizm tekrar doğuyor. Bu faşist düşman ile, İtalya’da Almanya’da, İspanya’da, Fransa’da ama aynı zamanda Portekiz’de, Orta Avrupa’da, Finlandiya’da ve Latin Amerika’da birçok halk 20. yüzyılın başlarında tanıştı. Faşizm işçi sınıfın en büyük düşmanıdır. Faşizm, kapitalizmin krizine kapitalist bir çözüm bulmaya çalışmaktadır.

Aynen 20. yüzyılda olduğu gibi, yeniden boy gösteren faşizm önleyici bir karşı-devrim girişimidir. Aynı zamanda burjuvazi ile işçi sınıfı arasında zamana karşı bir yarışa tekabül etmektedir. Yalnızca işçi sınıfı, faşizmi (ve dolayısıyla burjuvaziyi ve kapitalizmi) ezebilir ve bu krize olumlu bir çözüm bulabilir. Ama bütün bunlar için bir örgüte ihtiyacımız var. Kapitalizme karşı her direniş beklentileri karşılayan sonuçlar vermiyor. Fransa’da, 1970’ler ve 1980’lerden beri tüm hükümetlerin yürüttüğü ve Macron’un seçilmesiyle ağırlaşan neo-liberal politikalara karşı başlayan Sarı Yelekliler hareketi bunun bir örneği. Sarı Yelekliler hareketinin tükenmesinde polis ve yargı baskısının yanı sıra hareketin bir işçi sınıfı partisiyle buluşamaması da rol oynadı.

Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının tüm dünyada yol açtığı felaket ile birlikte burjuvazi tüm dünyada işçi sınıfına karşı büyük bir taarruza geçme olanağını buldu. Bu saldırıya ve bu saldırının faşist veçhesine karşı bir dünya partisine ihtiyacımız var. Sizlerin, Türkiye’deki yoldaşların yapmakta olduğu da tam olarak böyle bir partinin inşası.

Bu sebeple, o tür bir partiye çok ihtiyaç duyan Fransa’daki sınıf kardeşleriniz, mücadele arkadaşlarınız ve yoldaşlarınız olarak, bu zor ama hayati görevinizde sizlere başarılar diliyoruz

Yaşasın DİP! Yaşasın Türkiye proleter devrimi! Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Yaşasın, savaşsız, sınıfsız ve baskısız bir gelecek! Yaşasın kapitalizmin tehlikelerinden azat olmuş insanlık!

Yaşasın proleter dünya devrimi!

Proleter Devrimci Yeniden Doğuş (ROR)

Fransa

 

* * * 

 

UFCLP’nin Devrimci İşçi Partisi 6. Kongresi’ne Dayanışma Mesajı

Türkiye’de Devrimci İşçi Partisi mensubu değerli yoldaşlar,

İşçi Partisi Yolunda Birleşik Cephe Komitesi (UFCLP), partinizin kongresi vesilesiyle sizleri dayanışma duygularıyla selâmlar. İşçi sınıfının dünya çapında birliği için mücadelemiz, bizi tamamen birbirimize bağlıyor.

ABD emperyalizminin Afganistan yenilgisi, ABD’nin düşüşünü iyice hızlandırırken, biz de İncirlik dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki 800 askeri üssün kapatılması için savaşıyoruz. Aynı zamanda ABD askerlerinin her yerden çekilmesi ve Venezuela, Küba, Kuzey Kore ve başka birçok ülkeye karşı ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımların iptali için mücadele ediyoruz.

Tüm dünyada milyonlarca, ABD içinde ise 600,000 cana mâl olmuş Kovid-19 pandemisine karşı verilen dünya çapındaki mücadele de bizi birleştiriyor. Amerikan kapitalizminin halkın sağlığını korumaktaki korkunç aczi, kapitalist sistemin iflâsına ve canice doğasına yeni bir kanıt teşkil ediyor. Özelleştirilmiş sağlık hizmetleri ve dev ilaç şirketlerinin vurgunculuğu, kârı insan yaşamından yüce tutuyor, bu sebeple sağlık çalışanlarımız hastanelerde ve kliniklerde sizin ülkenizdeki meslektaşlarının da aşina olduğu dehşet zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Sağlık sistemimizin topyekûn çöküşü, giderek büyüyen bir tehdit.

Dünya halklarının aşılanarak salgından korunmasına mâni olan Amerikan şirketlerinin aşı üzerindeki kapitalist patent kontrollerini lanetliyoruz. Dünya halklarının aşılanmasına ABD gibi zengin ülkelerin bu şekilde mâni olması, virüsün daha çok mutasyon geçireceği ve pandeminin daha yıllarca sürerek milyonlarca can alacağı anlamına geliyor.

Bunlar kapitalizmin suçları ve bu suçlar işçi sınıfının iktidarı almasının bir ölüm kalım meselesi olduğunu kanıtlıyor.

Dünya çapında işçi iktidarı için de sonuna kadar yanınızdayız. Amerikan sendika bürokrasisi, Amerikan işçi sınıfının omuzlarına çökmüş, sınıf çapında hareketlere karşı çıkan ve bunları önleyen ve bir işçi partisinin kuruluşuna karşı çıkan bir safradır. Şu anda altıncı ayına girmiş Alabama’daki madenci grevi dâhil olmak üzere işçi mücadelelerini desteklemekten imtina etmektedirler. Tüm zorluklara rağmen işçiler örgütlenmeye, direnmeye ve grevlere başladılar. Bu durum, işçi sınıfının tüm güçlüklere karşın hakları, ücretleri ve kazanımları için savaşabileceğini, dahası savaşmakta olduğunu gösteriyor. İşçi sınıfını ve dünya halklarını çektikleri ezadan kurtaracak dünya çapında bir işçi hareketi ve işçi partisi için uluslararası işbirliğine umutla bakıyoruz.

UFCLP adına Steve Zeltzer

 

* * * 

 

Finlandiya Marksist İşçi Birliği’nin mesajı : DİP’in 6. Kongresi’ne enternasyonalist selamlar!

Değerli yoldaşlar!

Marksist İşçiler Birliği (MTL) üyeleri olarak hepimiz sizlere kardeşçe selamlarımızı iletiyor ve 6. Kongrenizde her birinize başarılı bir mesai diliyoruz. Doğu Akdeniz ve Orta Doğu gibi emperyalist savaşların hiç durmadığı bir coğrafyada devrimci bir partinin inşası bizim için önemli bir görevdir.

Amerikan emperyalizminin, NATO’nun ve Avrupa emperyalistlerinin (aralarında Finlandiya da var tabii) yaşadığı bozgun, jeopolitik anlamda dünya-tarihsel bir dönüm noktasını oluşturdu. Bu durum, Vietnam savaşı sonrasına benzetilebilir. Vietkong’un şanlı zaferi, Bretton Woods sözleşmesinin sonu, Afrika’da sömürgeciliğin çöküşü ve Avrupa’da diktatörlerin düşüşü hep birlikte eski dönemin bittiğini ve yeni neoliberal dönemin başladığını işaret ediyordu. Kapitalist ekonominin 2008 krizinden sonra bu krizi yaratan çelişkiler günden güne daha da derinleşmiştir. 

İçinde bulunduğumuz dönüm noktasında ekonomik kriz tekrar patlama noktasına gelmiştir; ancak bu sefer salgının ve iklim değişikliğinin sonuçlarıyla birlikte daha da “zenginleşmiş” biçimde. Emperyalizmin yeni ve daha büyük savaşlar çıkarmayı ve işçi sınıfını sert ve gaddar yöntemlerle ezmeyi hedefleyen yeni gerici stratejiler planladığı bir dönemdeyiz. Dünya çapındaki bu kargaşa, gecikmeksizin küresel devrimci çözümleri gerektirmektedir. 

DİP’in 6. Kongresi’nin hem yerel hem de enternasyonalist sınıf mücadelesi için hayati olan bu stratejik, taktik ve programatik tezleri geliştireceğinden eminiz.

Dayanışma, Enternasyonalizm, Marksist yöntem ve devrimci programın devrimci örgütle bir araya gelmesi, tarihin son sınıflı üretim tarzını ortadan kaldırmak için elimizdeki en değerli silahlardır.

Yaşasın Dünya Devrimi!

Yaşasın Dördüncü Enternasyonal!

Yaşasın DİP!
 

Marksist İşçi Birliği (MTL) adına,

Dimitris Mizaras (başkan)

Finlandiya,

 

* * * 

İranlı sosyalistlerden 6. DİP Kongresine mesaj

Değerli temsilciler ve yoldaşlar:

İranlı sosyalistlerden oluşan küçük bir topluluk olarak, bu toplantı aracılığıyla yeniden bir araya gelişinizi cani gönülden alkışlıyor, emperyalizmin, otoriter-gerici güç odakları ve hükümetlilerin her gün geçtikçe artan saldırılarına rağmen bu tür toplantıların istikrarlı bir şekilde sürdürülmesini ve devamlılığını umuyoruz. Bu toplantıların devamlılığını işçi sınıfını her türlü baskı ve sömürüye karşı örgütleme vaadinde bulunan sosyalist hareketinin canlılığının ve sürdürülür dinamizminin bir göstergesi olarak görüyoruz.

Böylece Küçük Kara Balık’ın sesi alçakgönüllülükle İran ve Batı Asya'daki mazlumların direniş/mücadele sesini dünyaya yansıtmaya çaba gösteriyor.  Biz ve benzeri bağımsız küçük çaptaki medya grupları sadece sınıf mücadelesine içtenlikle inanarak ana akım medya ordusuna karşı göğsü kabarık bir şekilde ayakta kalabilmekteyiz ve bunun devamlılığı için uluslararası ve dünyanın dört bir yanındaki ülkü arkadaşlarımızın desteğine ihtiyacımız var, ta ki proletarya düşmanlarının gözünde batmış bir diken olalım.  

6.  DİP Kongresi'nin en iyi dileklerimizi sunuyor.

Yaşasın Devrim

Ölüm olsun Emperyalizme ve despotizme

Yaşasın Enternasyonalizm

 

* * * 

Devrimci İşçi Partisi 6. Kongresi, Enternasyonal Dayanışma Mesajı (Azerbaycan)

Değerli yoldaşlar,

Azerbaycanlı devrimci Marksistler olarak sizi selamlıyor, partinizin VI. Kongresinde başarılar diliyor ve emekçi sınıfların özgürlüğü uğruna verdiğiniz mücadelede sizinle dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtiyoruz.

Ülkece çok zor dönemden geçtiğinizi, kapitalist sömürü sisteminin kâr hırsının sebep olduğu doğal felaketlerin Türkiye işçi sınıfının zaten ekonomik bakımdan ağır olan durumunu daha da ağırlaştırdığını biliyoruz. Bununla beraber biliyoruz ki, bu felaketlerin önünü almak da yalnızca işçi sınıfının örgütlenmesi ve mücadelesi ile başarılacaktır. Bu bakımdan vereceğiniz her türlü mücadelede yanınızda olduğumuzu bildiriyoruz.

Covid-19 pandemisi ile kapitalizmin ekonomik ve siyasal krizi uluslararası planda oldukça derinleşti ve her krizde olduğu gibi bu durumdan da en çok etkilenen emekçi sınıflar, özellikle de yoksul ülkelerin emekçileri oldu. Haiti, Güney Afrika, Lübnan, Irak ve nice ülkeler emperyalizmin pençesi altında gün geçtikçe ezilmekteler. Geçtiğimiz son günlerde yirmi yıllık ABD emperyalizminin işgalinden kurtulmasının hemen ardından Taliban tekfirciliğine yakalanması Afganistan halkını da adeta bir kaostan diğerine sürüklemiştir.

Suç kesin, suçlu malum! Emperyalizm! Ama aynı zamanda kurtarıcı da malum. Dünyayı düştüğü bu durumdan yalnız uluslararası işçi sınıfının mücadelesi kurtarabilir. Bunun tek yolu ise öncü devrimci partiler tarafından hem ayrı-ayrı ülkeler çapında, hem de uluslararası planda işçi sınıfının mücadeleye kazandırılması ve örgütlenmesidir.

Son olarak, diyebiliriz ki, devrimci Marksist önderliğin inşası bakımından DİP Türkiyede ve uluslararası çapta yılmadan mücadele etmiş, dikkate değer işler hayata geçirmiştir. Bu kongrenin de başarılı olmasını, gücünüze güç katmasını dileriz. Unutmayın ki, sizin başarılarınız aynı zamanda birçok ülkedeki yoldaşlarınıza umut ışığı olmaktadır.

Yaşasın uluslararası işçi sınıfının mücadelesi!

Yaşasın dünya devrimi!

Yaşasın proleter enternasyonalizmi!

Kahrolsun emperyalizm ve onun milliyetçi, etnik, mezhepçi ve ırkçı politikaları!