ABD’nin olduğu yer kimse için “güvenli bölge” olamaz!
Trump, Suriye’den askerlerini çekeceğini açıkladığı günden beri Türkiye, ABD’nin boşalttığı alan için ihaleye girmiş durumda. Fırat’ın doğusunda güvenli bölge dedikleri, bizim en başından beri söylediğimiz gibi Suriye’deki NATO koridorunun İdlib ve Afrin’den Irak sınırına kadar uzatılmasından başka bir şey değil.
Fırat’ın doğusunu (batısında da köprü başı olarak Mınbiç’i) kontrol altında tutan PYD-YPG (ve çatı örgütü Suriye Demokratik Güçleri-SDG), söylendiği gibi bir terör tehdidinden ziyade emperyalist ihalede bir rakip olarak görülüyor. Tabii ki halka böyle anlatılmıyor. “Beka sorunu”, “terör”, “güvenlik” kelimeleri havada uçuşuyor. Hep böyle olmuştur zaten.
Ancak sahadaki durumun farklı olduğunu yine Türkiye’yi yönetenlerden değil, Amerika’dan öğrendik. ABD Savunma Bakan Yardımcısı Charles Summers, bir basın toplantısında “Suriye’nin kuzeyinde Türkiye kontrolünde bir güvenli bölge kurulacak mı” sorusuna “Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Türkiye arasında birçok meşru konuda doğrudan görüşmelerin devam ettiğini” söyleyerek yanıt verdi ve ekledi: “Müttefikimiz Türkler ve ortağımız SDG arasında süren görüşmelerle alakalı yorum yapamam.” Bu sözler CHP’li milletvekili Ahmet Ünal Çeviköz tarafından bir soru önergesi ile meclise taşındı ama iktidar cephesinden bir yanıt yok!
Öyle değil mi ya! İhaleleri tek başına alacak kadar paranız yoksa ya da ihale sahibinize nazınız yeterince geçmiyorsa o ihaleyi ortaklarla alırsınız. Halk, “terör”, “beka sorunu” söylemleriyle korkutulup birbirine düşman edilirken Suriye’nin kuzeyinde yürüyen iş budur. Bu işin sonu hem Türk hem de Kürt halkı için kötüdür. Emperyalizmden ihaleler parayla değil, kanla alınır. Bu kan da hep emekçilerin kanı olur.
Bu oyunu bozmak Türk emekçi halkının, kardeş Kürt halkının esaretini kendi esareti olarak görmesiyle ve “Kürtlerle barış ABD’yle savaş” şiarını yükseltmesiyle mümkün olacaktır! Çünkü ABD’nin olduğu yer Türkler için de Kürtler için de başka herhangi bir halk için de asla güvenli bir bölge olmayacaktır!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2016 tarihli 116. Sayısında yayınlanmıştır.