“Faiz caiz”, “vergi kaçırmak hayırseverlik”, “sömürü sünnet”, zenginler için ne âlâ memleket!
Kendini İsa Mesih ilân eden eski Refah Partisi milletvekili Hasan Mezarcı geçen günlerde haramı helal kılma yetkisinin olduğunu söyleyerek alkolü serbest bıraktığını ve tesettürü zorunlu olmaktan çıkardığını açıkladı. Tabii ki herkes gülüp geçti. Dalga konusu oldu. Ama aynı günlerde Diyanet İşleri Başkanlığı İslam dinine göre haram olan faizin TOKİ projeleri söz konusu olduğunda helal olduğunu açıklıyordu. Gayet ciddiydi.
Diyanet: “Faizi TOKİ alırsa caizdir”
Açıklama şöyle: "Devletin söz konusu borçlandırmadaki amacı faiz geliri elde etmek değil, aksine ödeme güçlüğü içindeki vatandaşlarının ev sahibi olmalarına yardımcı olmaktır. Bu nedenle söz konusu projeden yararlanmak caizdir." Peki sosyalist planlamaya dayanarak halka ücretsiz barınma olanağı sağlayan ülkeler? Kapitalist devlet tefecilik yapınca dinen caiz, sosyalistler halka ücretsiz barınma hakkı sağladığında Allahsız, imansız, dinsiz!
Tarikat şeyhi: “Geçinemiyorum diyen işçinin ücretini düşürmek sünnettir!”
Bir Mevlevi tarikat şeyhi Diyanet İşlerinin bıraktığı yerden alıyor ve fetva veriyor: “Geçinemiyorum diyen işçinin ücretini düşürmek sünnettir!” Demek ki asgari ücreti açlığa endeksleyen AKP iktidarı ya da işçinin talebine lokavtla cevap veren MESS, peygamberin izinden gidiyor öyle mi? Bu sözleri söyleyen adamı kendisine Mevlevi diyor diye dünya işlerini bırakmış birisi zannetmeyin. Mustafa Özbağ isimli bu tarikat şeyhi naylon faturadan kesinleşmiş 60 ay hapis cezası nedeniyle cezaevine girmiş birisi.
Kızılay Başkanı: “Vergi kaçırmak başkadır, vergiden kaçınmak başka…”
Elazığ depreminin ardından Kızılay üzerinde yolsuzluk iddiaları yoğunlaşırken, Ankara doğalgaz ihalesini alan Başkentgaz firmasının Kızılay’a 8 milyon dolar bağış yaptığı ortaya çıkıyor. Ne hayırseverlik ama! Ancak 8 milyon doların 7 milyon 925 bin doları Kızılay üzerinden iktidara yakın dini bir organizasyon olan Ensar Vakfı’na aktarılıyor. Peki bu “hayırsever” firma neden Ensar Vakfı’na doğrudan yardım yapmıyor? Çünkü Kızılay kamu yararına dernek olduğu için yapılan yardım vergiden düşülüyor. Böylece aslında devlete gitmesi gereken para Ensar Vakfı’na aktarılarak hazine soyuluyor. Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın özrü kabahatinden büyük: “Vergi kaçırmak başkadır, vergiden kaçınmak başka…”
Emekçi halk için laiklik işte bu yüzden ekmek ve su kadar gerekli
Biri devleti soyuyorsa, parayı ister Çiftlik Bank’ın Tosuncuk’u gibi Uruguay’a götürsün, isterse dini vakfa aktarsın suçtur ve her kim olursa olsun bu suçun hesabını vermekten kaçamaz, kaçınamaz! Diyanet İşleri ne etiket takarsa taksın, halkını borç kölesi yapan tefecidir! Alınteri dökerek evine ekmeğini götüren insanların ücretine göz diken kendine Mevlevi de dese hoca da dese şeyh de dese tufeylidir! Varsa bunların bir dini o da paradır! Sosyalizm kimsenin dinine inancına karışmaz. İşçi sınıfının laikliği para dininin farklı isimler altında halka aşılanmasını, sömürü düzeninin dini kılıf içine sokularak meşrulaştırılmasını reddeder.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Şubat 2020 tarihli 125. sayısında yayınlanmıştır.