Kapitalizm kanunları ilahi kanunlar değildir!
Sağlık Bakanlığı Bağışıklama Danışma Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, CNN Türk’ün 25 Mart tarihli yayınında virüsle ilgili değerlendirme yaparken; gıda kaynaklarının aritmetik, insan nüfusunun geometrik olarak arttığını, bu şekilde devam ederse insanlığın yiyecek ekmek bulamayacağını söyledi. Sonra da Allah’ın bunu ayarlamak ve insan nüfusunu belirli bir sayıda tutmak için virüs ve bakterileri yarattığını, virüslerin insanları öldürmek dışında hiçbir işlevinin olmadığını ekledi. Hatta insanlığın virüsler ve bakterilerle savaşının insanlık için olumsuz yanlarını anlattı.
Sosyal medyada da tepki gören sözlere bir destek de bazı “liberal” fikir sahiplerinden geldi. Onların da argümanı, Mehmet Ceylan Allah yerine tanrı ve doğa kelimelerini kullanmış olsaydı, böyle tepki verilemeyeceğiydi.
Virüsün oluşumu her ne kadar doğal evrim süreçlerinin bir sonucu olsa da bu kadar can kaybına sebep olması ve bu can kayıplarının önüne geçilememesi ilahi ya da doğal bir şey değildir. Bunun sebebi kendisi de beşerî bir sistem olan kapitalizmdir. İnsanlığın elinde bulunan üretim teknolojilerinin planlı bir kullanımıyla solunum cihazı üretiminin arttırılması ve ölümlerin önüne geçilmesi işten bile değilken, kapitalizm kaynakların kullanımını bir avuç kapitalistin inisiyatifine bıraktığı için ölümlerin önüne geçilemiyor.
Kapitalist düzende mallar ihtiyaçları gidermek için değil, kâr etmek için üretilir. Eğer insan nüfusunun tamamına yetecek besin üretilmiyorsa bunun sebebi kapitalizmin bu üretim mantığıdır. Halbuki dünyada hepimize yetecek kadar kaynak mevcut. Eğer bu kaynakları planlı bir şekilde insanların ihtiyaçlarını gidermek için kullanırsak, dünyada herkese yetecek kadar besin üretebilir ve bunu her haneye götürebiliriz. Ayrıca, insanlık farelerden, bakterilerden ve çekirge sürülerinden farklı olarak üremesini de kendi iradesiyle kontrol edebilir. Dolayısıyla popülasyon kontrolü için dışsal bir ilahi etkiye ihtiyacı yoktur. Sorun, nüfusun %1’inin nüfusun %99’una ait olan kaynakları sömürüyor olmasıdır. Buna kapitalizm diyoruz ve kapitalizm istendiği zaman ortadan kaldırılabilen insan yapımı bir sistemdir. Biz bunu Ekim devriminden ve ardından kurulan Sovyetler Birliği deneyiminden biliyoruz.
Burada mesele kimin neye inandığı değil, bu kadar basit bilimsel gerçekleri bilmeyen veya gizleyen, her şeyi kaderci bir bakış açısıyla Allah’a havale etmeyi salık veren birinin tam da bu salgın günlerinde Sağlık Bakanlığının danışma kurulunda olmasıdır.
İnsanların, çoğunlukla da yoksul kitlelerin, salgınlarla ölmesi ilahi bir güç tarafından dayatılan bir kanun değildir. Salgın süreci gerekli tedbirler ve tedaviler geliştirilerek atlatılabilir. Bu sürecin ağır kayıplarla geçmesi durumunda da sorumluluk ne yerde ne göktedir. Sorumluluk sahibi makamlarda ve kapitalistlerdedir.