Sevda yoldaşa işçilerden mektuplar

Sınıfını bilip saf'a gelen Sevda Alyakut'un anısı ve mücadelesi önünde saygıyla eğiliyorum

Geçtiğimiz günlerde ne yazık ki devrimci bir kadın işçiyi, Sevda Alyakut'u kanser hastalığı nedeniyle kaybettik. İşçi sınıfının bu yiğit neferini çok erken kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içindeyim. Son anına kadar gözlerindeki parıltıyı yitirmemiş olması ayrı bir ilham kaynağı olarak hepimize örnek olsun. Kanser hücrelerinin tüm bedenini kaplamış olmasına rağmen aramızda son enerjisine kadar koşturması onun inancının derinliğini gösterir. Zira bu boyutta hastalık yaşayanlar aylarca hastaneyle yaşamak zorunda kalırlar. Aslında devrimci mücadele içerisinde çok eski bir geçmişi yok. 2 yıllık bir zaman dilimi içerisinde önce kendisi ve ailesinden başlayarak bulunduğu işçi kentinde sınıflar mücadelesinde önemli hamleler yapmıştır. Bu gerçek bir devrimdir. Ben biraz da Sevda Alyakut'un örgütlü yaşama atıldığı döneme özel olarak vurgu yapmak istiyorum. Emperyalizmin bölgede savaş ve saldırganlığını tırmandırdığı, gericiliğin günlük yaşama kara bir bulut gibi çöktüğü bir dönem. Buna karşılık sol/sosyalist harekette ciddi zayıflamanın olduğu bir dönem. Bu, işçi sınıfı payına pek parlak bir tablo değil aslında. İşçi sınıfı 60'lı ve 70'li yıllardaki gibi sol harekete akmıyor maalesef. Ama Sevda Alyakut gerçek bir proleter gibi davranmış, sol/sosyalist hareket gittikçe gerilerken o ileri sıçramıştır. Sınıfını bilip saf'a gelmiştir. Bu devrimciler, işçi sınıfı ve mensubu olduğu “Kutsal Aile” adına onur duyulası bir durumdur. O hem bir kadın, hem devrimci, hem işçi, hem de partilidir. Ve Sevdalar çoğaldıkça sosyalizmin maddi-toplumsal zemini güçlenecektir. Anısı ve mücadelesi önünde saygıyla eğiliyorum.

Çorlu Türkgücü OSB'den bir fabrika işçisi

 

Tanımış olmaktan gurur duyuyorum, onunla aynı yolda yürümekten onur duyuyorum

Sevda yoldaşımı, dostumu, ablamı, arkadaşımı Yeşil Kundura direnişinde, 2011 yılında tanıdım. Birlikte güzel anılar biriktirdiğim dostumla direnişte birbirimizi daha iyi tanıdık, arkadaşlıktan öte kardeş olmayı öğretti bu direniş bize. Yoldaş olmayı, acıları, sevinçleri paylaşmayı öğretti bize. Fedakâr dostumu Yeşil Kundura sayesinde buldum, girdiği mücadelede sonuna kadar arkadaşlarının yanında olan bir abla, çok fedakâr mükemmel bir dost, bir anne ne olması gerekirse o insan olabilen nadir kişilerdendir. Onu kelimelerle ifade etmek o kadar zor ki. Çok erken gitti ablam, dostum. Şimdi ben de birçok insan gibi gidişinle öksüz kaldım, kelimeler boğazımda düğümleniyor, gözlerimde yaş dinmiyor. Tanımış olmaktan gurur duyuyorum, onunla aynı yolda yürümekten onur duyuyorum.

2011 Çorlu Yeşil Kundura direnişinde birlikte yer almış bir kadın işçi


Sen hep örnek oldun

O kadar alışmıştık ki birbirimize çok zamansız ayrıldın aramızdan Sevda ablacım. Ama arkanda ismin gibi sevgi yüklediğin kalpler bıraktın. Sen hoşgörünle hepimize örnek oldun. Bir işçi olarak emekçilere verdiğin destekten her zaman onur duydum. Saygı ve sevgilerimle, mekânın cennet, kabrin huzurlu olsun ablacım.

Çorlu Silver'de birlikte çalıştığı bir işçi


İşçi sınıfının kavgasında ve yüreğinde yaşayacaksın

Biz Sevda ablayla Silver'de birlikte çalıştık. Ben şu anda bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Sevda abla, ölüme bile gülüşüyle direnen, güçlü, iyi yürekli, devrimci, sosyalist güzel insan, iyi bir anne, iyi bir dosttu. Yaşamının her anında, sömürülen emekçiler, ezilen halklar için her an her platformda mücadele eden, ölüme bile devrimci bir eylemle karşı koyan Sevda ablam, ışıklar içinde uyu... İşçi sınıfının kavgasında ve yüreğimizde her zaman yaşayacaksın.

Çorlu'dan bir işçi arkadaşı


Sevda yoldaşın mücadelesini daha ileriye taşıyacağız!

Sevda yoldaşımız, ablamız Çorlu’da Silver Boya fabrikasında çalışırken kansere yakalandı, bu ay içinde de hayatını kaybetti. İşçi sınıfının daha iyi koşullarda yaşaması, iş cinayetlerinde ölmemesi için patronlara karşı mücadele eden sayısız öncü işçiden biriydi. Bu satırların yazıldığı gazeteye düzenli mektup yazan, işçilerin Gerçek gazetesini okuması için çaba sarf eden bir işçiydi. Çorlu’dan gelen işçi mektuplarında mutlaka onun payı vardı. Şimdi biz işçilere düşen görev, onun mücadelesini daha ileriye taşımaktır. Bu gazete, farklı sektörlerden ve bölgelerden işçilerin mücadelesini taşıyor, birbirlerine aktarıyor. Nasıl Sevda abla gazetemizin yaygınlaşması için canla başla çalıştıysa biz de onun gibi yorulmadan gazetemizi dağıtacağız. Fabrikalarımızdaki arkadaşlarımızla gazeteyi alması, okuması, dersler çıkarması ve kendi mücadelelerini gazetemize yansıtması için Sevda abla gibi emek vermeliyiz. Bunu yapacak gücümüz var! Gerçek gazetesini sanayi havzalarında daha çok işçiye ulaştırmak için kolları sıvayalım, Sevda abla gibi olalım!

İstanbul Tuzla'dan bir işçi


Ölüme meydan okuyan bir kadın

Sevda'yı anlatırken duygusallaşıyorum ve düzgün anlatabilir miyim bilemiyorum. Sevda'yı 1999'dan bu yana tanırım. Mücadelesine anaç bir insan gibi sarılan bir Sevda'ydı. Sevda'yı anarken yazılası bir şiir demiştim, şiir kadar duygusaldı. Hani her dönemde geçerli şiirler vardır ya Sevda da hep kendini yeniliyor ve hep ileri atılıyordu. Onun için yazılası bir şiirdir. Öpülüp koklanası bir ana demiştim. Gördüğü her çocuğa ve her işçiye anaç bir ruhla yaklaşıyor, kol kanat geriyordu. Bunu en çok, en iyi yoldaşları, dostları ve mücadele ettiği fabrikalardaki arkadaşları bilir. Koklanacak bir çiçek demiştim. Gittiği her yere çiçek kokusunu ve çiçek gibi açılmış güzelliğini veriyordu. Gidişinden iki gün önce bir resmini çekmiştim. O resimdeki gülüşü var ya, o işte nasıl bir çiçek olduğunu gösteriyor. O gün ne acılar çektiğini şimdi anlıyorum ama o bizleri ve çevresindekileri üzmemek için gülümsüyordu. Ölüme meydan okuyordu. Onu hiç unutmayacağız, unutmayacağım.

Çorlu'dan elektrikçi bir arkadaşı


Sevda ablaya bakınca inancı ve cesareti görüyordum

Sevda ablayla ilk tanışmamız Çorlu'daki büro açılışında oldu. Konuşup tanışmaya başladık, tanıdıkça sanki 40 yıllık dostmuşuz gibi çay içip sohbet etmenin sıcaklığı sardı. Sevda ablaya baktıkça inancı ve cesareti görür gibi oluyordum. Gördüğüm şüphesiz ki en mükemmel kadınlardan biriydi, nasıl olmasın. Günümüzdeki emperyalist ve kapitalist düzene başkaldırmış emekçi kadınlardan biridir. Kaldı ki bu düzende kadın olmak zor. Sevda abla hem emekçi bir kadın, hem çocuklarıyla ilgilenen bir anneydi, aynı zamanda mücadelesine dört kolla sarılan bir devrim neferiydi.

Bir Pazar günü Devrimci İşçi Partisi'nin düzenlediği Atlen Yıldırım Eğitim Semineri'ne katıldık beraber. İkimiz de uykusuzduk ama o halinden memnundu, hiç şikâyeti yoktu. Ona hayranlıkla bakıyordum, hayran olunmayacak gibi değildi. Uykusuz işten çıkmış, evin işlerini yapmış, ailevi sorumluluklarını yerine getirmiş, uzun bir Cumartesi gününün ardından bir kaç saatlik bir uykuyla gelmişti seminere. İnandığı dava, o dava uğruna birlikte mücadele ettiği yoldaşlarıyla olmanın mutluluğu görünüyordu. Sevda abla inandığı davasından hiç vazgeçmedi. Şimdi sıra bizde. Sevda abla için davamıza dört kolla ve inanarak daha çok sarılmamız lazım. Sevda abla ve tüm emekçi devrimciler adına...

Çorlu'dan bir yoldaşı

 

Tuzla'dan bir cam işçisinin Sevda yoldaş için yazdığı şiir

Doğduğu yer Kars

Doyduğu yer Çorlu

Ama ondan önce İzmir'e gelmişler

Sonrasında Çorlu

Fabrika işçisiydi

Fabrikalardan kazanırdı ekmeği yani

Evlenmiş iki çocuğu doğmuş

İki aslan parçası

Boyahanelerde geçmiş gençliği

Ciğerler bitik

Ama durmamış o

Örgütlenmiş önce

Sonra örgütlemiş

Direniş olmuş

Mücadele olmuş

Bazen de zaferin parçası

Yani sadece eş,

Sadece anne olmamış

Emekçi kadın olarak en önde yer almış

Belli ki ismi gibi eşitliğin dünyasına SEVDAlanmış…

Ve belli ki çok az insanın yaptığını yapmış

Kendini kavgaya adamış

Adını unutulmazlara yazmış

Kalbimize yazmış

Yani, sadece sınıfsız ve sınırsız bir dünya kurulunca bitecek olan kavgaya…

Yani ölümsüzlüğe

Yani gerçek SEVDA'ymış…

Yoldaşmış...

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Kasım 2016 tarihli 85. sayısında yayınlanmıştır.