Koronavirüs seferberliğinin görünmez neferleri eşitlik ve güvenlik istiyor!
Sağlık emekçileri koronavirüs salgınına karşı en ön cephede savaşıyor. Ancak sürekli vurguladığımız gibi ön cephenin neferleri doktorlardan, ebeler ve hemşirelerden ibaret değil. Temizlik işçileri, fizyoterapistler, kayıt personeli, tıbbi sekreterler, hasta karşılama görevlileri, teknik personel, morg personeli, ambulans şoförleri, yemekhane işçileri, santral operatörleri, laborantlar, güvenlik işçileri ve eczane kalfaları da son derece riskli koşullarda ve fedakârca çalışıyorlar. Normal zamanlarda olduğu gibi yaşadığımız salgın günlerinde de bu işçiler ve emekçiler olmadan sağlık hizmeti düşünülemez.
Ne var ki pek çoğu devlet memuru statüsünde olmayan ve yine önemli bir kısmı KHK ile taşerondan kadroya geçirilirken kadroluların haklarından mahrum bırakılan işçilerden oluşan bu sağlık ordusu görmezden geliniyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 23 Mart’ta yaptığı açıklamada da yine göz ardı edildiler. Bakanın sağlık çalışanları için öngördüğü ve tavandan ödeneceğini söylediği performans ödemeleri bu işçileri kapsamıyor. Sağlık çalışanlarının ihtiyaç duyduğu koruyucu ekipmanlar açısından da işçiler göz ardı ediliyor.
Doktor ve hemşire sayısındaki eksiklik, görev tanımlarının net olmayışı, çeşitli işlerle görevlendirilmiş olan sağlık işçileri için büyük bir sorun kaynağı. Güvenlik işçilerinin, temizlik ve kayıt personelinin ateş ölçtüğü, şüpheli hastaları karşıladığı, karşılamak zorunda kaldığı bir ortamda bu ihmallerin sonuçları ağır olabilir. KHK’lı işçilerin derhal kadrolu işçilerle aynı statüye geçirilmesi, koşullarının iyileştirilmesi ve güvenceye kavuşmaları şarttır. Tüm sağlık çalışanlarına ayrımsız şekilde en az bir maaş ikramiye verilmelidir. Aynı büyük seferberliğin içinde fedakârca mücadele eden işçilerin sağlığını koruyacak önlemler ayrımsız uygulanmalıdır.