KESK’in tüm MYK üyelerine disiplin soruşturması açılmalıdır!
KESK içinde yaşanan ve Genel Başkan Sami Evren’in istifasıyla geniş biçimde kamuoyuna mal olan olaylar hakkında alınacak tavırların sadece yaşananlar özelinde değil genel olarak sendikamızın geleceği açısından da önemli olduğunu düşünüyoruz.
Öncelikle söz konusu taciz iddiası KESK içi siyasi ve sendikal tartışmalardan tamamen bağımsız biçimde ele alınmalıdır. KESK içi tartışmalarda hangi görüşün doğru ya da haklı olduğunun söz konusu taciz vakasıyla ilgisi yoktur. Taciz iddiasının siyasi tartışmalarla birlikte ele alınması, iddia sahibi kişi için ek bir mağduriyet yaratmakta ve ayrıca meselenin açıklığa kavuşmasını da engelleyici bir rol oynamaktadır.
Taciz olayına dair iddiaların tartışılacağı ve araştırılacağı yer bellidir. Bu kurul Kongre’de seçilmiş Disiplin Kurulu’dur. Yönetim Kurulu gerektiği zaman Disiplin Kurulu’nu toplamakla görevlidir. Bugün Genel Başkan Sami Evren’in istifasına neden olan olayın aylar önce Yönetim Kurulu’nun bilgisine sunulduğu, bunun çok daha öncesinde de Sami Evren’e iletildiği bilinmektedir. Burada sorun söz konusu olayın disiplin kuruluna bilinçli biçimde taşınmamış olmasıdır. Olayı disiplin kuruluna taşımayan tüm MYK üyeleri sorumludur. KESK’te kurumsal hukukun yerine grup içi ve gruplar arası hukukun geçirilmesi kabul edilemez.
Meselenin resmi yollarla disiplin kuruluna taşınmaması, öncelikle şikâyetçi olan kadın çalışanın aleyhine olmuştur. Grup içi ve gruplar arası sözde hukukun ne bir bağlayıcılığı ne de bir itiraz mekanizması vardır. Olay disiplin kuruluna sevk edilmediği için doğrudan polemiklere ve dedikodulara konu olmuştur. Hem KESK yönetimi hem de kadın çalışanın işvereni sıfatıyla bu sorumluluktan kaçılması söz konusu olamaz.
1990’lardan bugüne, mücadeleci kamu emekçilerini bir araya toplayan KESK, bu mücadele uğruna bedeller ödemiş bir örgüttür. Bugüne kadar KESK’i ve bağlı sendikaları içeriden çürüten grupların varlığı değil, gruplar içinde ve gruplar arasında hüküm süren pragmatist koltuk sevdalısı ve ilkesiz tutumlardır. Bugün de aynı çarpık yapı çürütücü rolünü yeniden oynamaktadır. Sadece Emirali Şimşek ve bağlı olduğu sendikal platform değil, KESK yönetiminde bulunan tüm kişi ve gruplar bu rezaletten birinci elden sorumludur. Sami Evren’in istifası bu gerçeği değiştirmez. KESK’in bu tür olaylarda benimsediği ilkeler ortadadır. Tartışılması gereken ilkeler değil bu ilkelerin uygulanmasını engelleyen gruplar arası çıkar ilişkileridir.
Bugün yapılması gereken açıktır. Kimse istifa etmemelidir. Kendi kurullarından önce burjuva basınına beyanat veren Sami Evren de dahil tüm MYK bileşenleri KESK üyelerine hesap vermelidir. Taciz olayı derhal disiplin kuruluna sevk edilerek gerekli soruşturma ve cezalandırma yapılmalıdır. Bu olayın ört bas edilmesinde ve gruplar arası pazarlık konusu yapılmasında açık sorumluluğu bulunan tüm MYK üyeleri hakkında da disiplin soruşturması açılmalıdır. Tüm KESK üyeleri meselenin iç kavga ve dedikodu malzemesi yapılmasına karşı çıkmalı, önce kurumsal yapıların işletilmesini istemeli ve kongrede sorumlulardan hesap sormalıdır.
Sınıf için Sendika