AKP halka saldırısına meclisten başladı: 5 milletvekili yaralı
AKP hükümeti iç güvenlik paketi adı altında bir iç savaş yasası geçirmeye çalışıyor. Bu yasanın geçirilmesi için Cumhurbaşkanı saraydan bastırıyor, Başbakan meclisten yükleniyor, milletvekilleri ise tekme, tokat, ellerinde çekiçler muhalefet milletvekillerine saldırarak yasayı geçirmeye çalışıyor. Daha yasa maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce meclisteki bilanço biri tahta tokmakla olmak üzere 5 yaralı. Milletvekiline tahta tokmakla saldıran halka ne yapmaz.
AKP, yasayla birlikte polis ve jandarmayı partinin milis kuvveti haline getirmeye ve halka saldırırken kendine yasal güvenceler oluşturmaya çalışıyor. Vali ve kaymakamlara, polise keyfi arama, gözaltına alma hakkı veriliyor. Gözaltı süresi arttırılıyor. Polise toplantı ve gösterileri gerekçe göstererek keyfi olarak halkı bir sokakta yürümekten alıkoyma, bir meydandan geçmesini engelleme hakkı veriliyor. Polis için 1 Mayıs'larda olduğu gibi sadece eylem alanını değil tüm şehri abluka altına almak yasal dayanağa kavuşuyor.
Erdoğan ve Davutoğlu, yasaya karşı çıkan muhalefete karşı molotof demagojisi yapıyor. Molotof kokteyli mevcut yasalara göre de bir suç unsuru. Ancak molotofla bir kişinin öldürülmesine tek örnek olarak 2009 yılında Küçükçekmece'de otobüste yanan Serap Eser gösteriliyor. Bu olayda da söz konusu molotofu MİT'çilerin attığı ortaya çıktı. Bizzat eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de yakın zamanda bu gerçeği itiraf etti.
Gezi isyanında milyonlarca insanın ortak bir talebi vardı. Biber gazı kullanımının yasaklanması. Yeni yasa ile biber gazının yanında polisin silah kullanma yetkisi arttırılıyor. Molotof kokteylinin silah sayılması ile polisin molotofa karşı silah kullanması öngörülüyor. MİT'i elinde tutan AKP, yasayla polis ve jandarmayı da parti teşkilatına dönüştürdüğünde birine molotof attırıp öbürleriyle halka ateş açma olanağına kavuşacak.
Bonzai meselesi ise AKP'nin her zaman yaptığı gibi yasanın üzerine sıkılmış bir sostan ibaret. Uyuşturucu sorununu çözmek için cezaları ağırlaştırmak doğru ama esas yapılması gerekenin bu çetelerle işbirliği yapan polislerin engellenmesi olduğunu konuyu bilen herkes bilir. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin sıkça yapıldığı ve halkla polisin karşı karşıya geldiği Gazi, Okmeydanı, Gülsuyu, Tuzluçayır gibi mahallelerde bu uyuşturucu çetelerinin nasıl kollandığı ortadadır.
AKP'nin bu telaşının nedeni bellidir. AKP büyük bir sınıf saldırısına hazırlanıyor. Kürt sorunu önemli bir başlık elbette. Çözüm süreci adı altında tasfiye amaçlarına ulaşamaz da 6-12 Ekim gibi halkın isyan etmesine yol açarsa bu sefer kanla bastırmak istiyor. Ortadoğu'da Türkiye'yi yeni maceralara soktuklarında cephede emekçi çocukları ölürken, cephe gerisinde halkın savaşa karşı mücadelesini ezmeye hazırlanıyorlar. Ekonomi baş aşağı gidiyor. Ellerindeki tek şey inşaat. Daha fazla inşaat daha fazla proje daha fazla ağaç katliamı planlıyorlar. Laikliğe daha fazla saldırıp, mezhepçiliği kışkırtarak Sünni çoğunluğu mezhep temelinde iktidarlarına dayanak yapmaya çalışıyorlar. Bu girişimler henüz iki yıl önce Gezi'den başlayan bir halk isyanına yol açmıştı. Yeni Gezi'leri bastırmaya hazırlanıyorlar. Sadece gazla değil bu sefer daha fazla silahla...
Belki de en önemlisi işçi sınıfına karşı saldırı hazırlığı. Metal grevini yasaklayarak nerede durduklarını gösterdiler. Sırada kıdem tazminatının yasaklanması, kamu emekçilerinin iş güvencesinin ortadan kaldırılması gibi büyük saldırılar var. Bunlara karşı işçi ve emekçilerin isyan etmemesi mümkün mü? İşte AKP bu isyanları bastırmak için hazırlık yapıyor.