EEK Yunanistan’da yükselen milliyetçi histeriye karşı enternasyonalizm bayrağını yükseltiyor
Yunanistan, son dönemde Makedonya ile Yunanistan arasında çeyrek yüzyıldır devam eden “isim kavgasında” bir uzlaşma sağlamak için iki hükümet arasında başlayan görüşmeler sonucunda yükselen milliyetçi dalgayla sarsılıyor. İki ülke arasındaki görüşmeler Makedonya’yı NATO’ya almak isteyen AB ve ABD emperyalizmlerinin yönlendirmesi ile başlamıştı.
Makedonya bir federasyon olan eski işçi devleti Yugoslavya’nın cumhuriyetlerinden biriydi. Federasyon dağıldığında Makedonya adını almak istedi. Oysa Yunan milliyetçileri Makedonya’nın tarihi olarak kendilerine ait bir ad olduğunu ileri sürüyorlardı. Dolayısıyla, Yunan devleti 1990’lı yılların başından beri yeni bağımsız devletin “Makedonya” adını taşımasını uluslararası platformlarda engellemeye çalışıyor.
Selanik’te 21 Ocak’ta ve Atina’da 4 Şubat’ta (200-300 bin kişinin katıldığı) milliyetçi mitingler tertiplendi. Atina’daki mitingde yüz binlerce kişi “Makedonya Yunan’dır!” pankartı arkasında Yunan bayrakları ile yürüdü. Selanik’teki mitingin ardından faşistler Yahudi kurumlarına ve ayrıca anarşistler tarafından işgal edilmiş bazı binalara saldırdılar. Bunların hiçbirisi hakkında elbette yasal işlem yapılmadı. Selanik’teki mitingde Frankos Frangulis adlı general konuşmasını “Yaşasın ordu! Yaşasın özel kuvvetler!” diyerek bitirdi. Atina mitinginde ise, eski Stalinist - yeni dönek besteci Mikis Theodorakis “sol faşistlere ve ulusal-nihilistlere karşı” bir kavga verilmesi çağrısı yapıyordu.
Yunan solu ise önemli bir sarsıntı yaşıyor. Stalinist KKE, her ne kadar NATO karşıtı bir söyleme sahip olsa da, eski Yugoslavya’da bir Makedon ulusunun ve Yunanistan’da da bir Makedon azınlığının var olduğunu reddetmekte. Bu konumunun bir sonucu olarak hem milliyetçi eylemlere hem de bunlara karşı yapılan eylemlere karşı çıkıyor. Sol milliyetçi - eski Syrizacı Halk Cephesi (LAE), asıl düşmanın “Üsküp yayılmacılığı” olduğunu iddia ediyor.
Diğer yandan, Syriza’nın koalisyon ortağı sağcı ANEL (Bağımsız Yunanlar) “Makedonya” ismini içeren bir anlaşmaya kesin olarak karşı. Bu nedenle Yunan hükümeti dağılma tehlikesi ile karşı karşıya. Milliyetçilik ve enternasyonalizm arasındaki kutuplaşma hem sol içerisinde hem de toplumda giderek keskinleşiyor.
Kardeş partimiz EEK ise hem Syriza hükümetinin NATO yanlısı adımlarını hem de milliyetçi saldırganlığı kınıyor. Bekleneceği üzere faşistler EEK’li yoldaşlarımızı tehdit ediyor. Ancak EEK her zamankinden de daha kararlı biçimde gericiliğe karşı duruyor. Makedon halkının kendi kaderini tayin hakkını, kendi adını seçime hakkı da dâhil savunmayı ve Balkanların geleceği için bir Balkan Sosyalist Federasyonu’nu önermeyi sürdürüyor. Ülke içindeki milliyetçilik karşıtı eylemlerde ve etkinliklerde gururla başı çektiği gibi, uluslararası alanda da enternasyonalizm çağrısını yükseltiyor.
Bu gelişmeler üzerine DİP’in Makedonya’da birlikte çalıştığı ve dayanışma içinde olduğu Lenka örgütünün de içinde yer aldığı Levica (Sol) adlı parti, Syriza’ya bir mektup yollayarak onu sol bir parti olarak sorumluluklarını üstlenmeye davet etti. Levica, anti-emperyalist bir tutumla Makedonya’nın NATO’ya katılmasına karşı çıkıyor, Makedonya adı tartışmasının her iki ülkenin milliyetçileri tarafından kutuplaştırıcı bir tarzda kullanıldığına işaret ediyor, Syriza’yı NATO’yu güçlendirme yolundaki politikasından vazgeçmeye ve isim sorununu her iki ülkedeki milliyetçiliği azdırmayacak ve halkların kendi kaderlerini tayin hakkına ve kendilerini kendi iradelerince anma hakkına uygun düşecek biçimde çözmenin yollarını araştırmaya davet ediyor.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2018 tarihli 102. sayısında yayınlanmıştır.