“…kendisi gibi mapusta özgür olanlar için/özgürlükte mapus gibiler için…”
Yevgeniy Yevtuşenko öldü. 1960’lı ve 70’li yıllarda Sovyetler Birliği’nin kültürel ve siyasi hayatına damgasını vurmuş bir koca yürekli adamdı. 1932 doğumlu olduğu için 1930’lu yılların büyük baskısını, Ekim devriminin neredeyse bütün önderlerinin hayatına son veren Moskova Duruşmaları’nı yaşamamıştı. Stalin 1953’te öldüğünde Yevtuşenko daha 21 yaşında, çiçeği burnunda bir şairdi. 1956’da Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin (SBKP) 20. Kongresi’nde yeni genel sekreter Hruşçov raporunda Stalin dönemini yerden yere vurduğunda o hâlâ gencecik bir adamdı. Bu kongreyi izleyen ve “Buzların Erimesi” olarak bilinen göreli özgürlük döneminde Yevtuşenko Stalinizmin baş eleştiricilerinden biri oldu. Büyük şairdi. Üstelik güçlü duygularla yüklü, etkileyici bir adamdı. Sovyet dönemi Rusyası’nın o güzel âdeti uyarınca düzenlenen şiir matinelerine sık sık çıkar ve izleyicileri büyülerdi. Bu yüzden de çok ünlü ve sözüne önem verilen biri oldu.
Yevtuşenko, Soljenitşin ya da Saharov gibi Sovyet devletine cepheden tavır almadığı için eleştirilmiştir. Bunlar kendisi komünist olanların Sovyetler Birliği’ne Soljenitşin’lerle aynı hafiflikle saldıramayacağını anlamayanlardır. Şimdi internette dolaşan bir efsane, Nâzım Hikmet hakkında iyi bir şey söylediğini sanırken Yevtuşenko’nun bütün hayatını çarpıtıyor. Yevtuşenko Nâzım’ın iyi bir komünist olduğunu söyledikten sonra güya eklemiş: “Herkes onun gibi komünist olsaydı belki ben de komünist olurdum.” İşin efsane olan yanı, Nâzım’in iyi komünist olması değildir elbette; Yevtuşenko’nun komünist olmadığı iddiasıdır! Son yıllarda, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından 25 sonra geçen yıl içinde birçok eski komünist eski görüşlerini terk ediyor. Yevtuşenko’nun son yıllarda görüşlerinin ne ölçüde değiştiğini bilmiyoruz. Ama 1960’lı ve 70’li yıllarda şair gerçek bir komünistti. Anti-Stalinizmi, onu ayıran bir özelliği idi. Bu sayede, onun Nâzım için söylediğini biz onun için söyleyecek olursak, daha iyi bir komünistti.
Bütün bunları Türkçe’de yayınlanmış olan Erken Yazılmış Bir Yaşam Öyküsü kitabında izlemek olanaklıdır
Yevtuşenko Nâzım Hikmet’ten tam 30 yaş küçüktü. Onu çok seven Rus şairlerinden biridir. Aşağıda şairin Nâzım’ın ölümü üzerine yazdığı şiiri okurumuza sunuyoruz.
NÂZIM'IN YÜREĞİ
Usanınca gerçeklerin yalanından,
kaygan, yüzsüz baskıdan,
tunç Nâzım'ı anımsarım
ve sesini
biraz hançerimsi :
"Merhaba kardaşım...
Ne o, neden yüzün asık öyle
Boş ver!
Yoksa şiir mi takıldı bir yerde?
Gel, birlikte bitirelim.
Paran mı yok?
Bakarız bir çaresine, dert değil.
Kız mı?
Aldırma bulunur..."
Oysa asıl kendisinde var bir şey,
içini kemiren
yüz çizgilerinden dehşetle akan :
"Hepsi iyi de,
şu yürek ağrısı...
Adam sen de
ağrıyadursun, yaşıyoruz ya..."
Kimisi için şiir bir roldür,
Kimisine bir dükkân,
kazançtır.
Onun içinse ağrıdır şiir,
rol değil.
Nâzım'ın yüreği de ağrıdı durdu işte.
Üzerine titreyen doktoru bir gün,
hani pek de güvenemiyerek,
tenbih etmişti bana :
"Bakın" demişti,
"Keskin konulardan kaçının ki
ağrımasın Nâzım'ın yüreği..."
Hey gidi doktor...
Hastanız gitti.
Yaramadı çabalarınız.
Yüreğiyse onun
gizli gizli çarparak
sürdürdü ağrısını
ölümünden sonra da.
İçimdeki acı için ağrıyor,
Türkler için, Ruslar için ağrıyor,
kendisi gibi mapusta özgür olanlar için
özgürlükte mapus gibiler için
ağrıyor.
Hapisane acılarıyla yanan o yürek
- ölümden sonra bile -
dinlemiyor doktorları,
korkak olduğumuz zaman
ağrıyor.
neme gerek dersek
ağrıyor.
onun gibi açık yürekle :
"Merhaba kardaşım..."
diyemezsek ağrıyor...
Varsın ağrısın
hepsi için yüreklerimiz,
tek ağrımasın Nâzım'ın yüreği.
Yevgeni Yevtuşenko
Çeviri: Ziya Yamaç