Latin Amerika kapitalizmini kutsamak!

33 Latin Amerika ve Karaip ülkesini birleştiren CELAC adlı örgüt, geçtiğimiz günlerde yaptığı toplantıda önemli kararlar aldı. Geçen sene Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde kurulmuş olan örgütün bir yıl boyunca dönem başkanı Venezüella’nın devlet başkanı Hugo Chávez’di, bu yılki toplantı da bu ülkenin başkenti Karakas’ta toplandı. Solda bazıları, bütün bu hareketi Chávez’in öncülüğünde bir ileri atılım olarak sundular, kucakladılar, coştular. CELAC dünya kapitalizminin yeni dönemi açısından önemli bir oluşumdur. Ama sosyalistlerin yücelteceği bir oluşum değil. Latin Amerika kapitalizminin bir ileri atılımı.

CELAC, aslında Latin Amerika ülkelerinin bazılarında kapitalizmin iyice derinleşmesi, bunların bölge çapında (Meksika, Arjantin, Şili vb.), hatta küçük ortak konumunda dünya çapında (Brezilya) iddia kazanması sonucunda ortaya çıkan bir eğilimin en yeni ifadesi. Bu gelişkin sermayeye sahip ülkeler, esas olarak dünya pazarlarıyla bütünleşmeyi önlerine koymakla birlikte, bir üs, bir sıçrama tahtası olarak bölgesel bir bütünleşmiş pazarı inşa etmeyi de önemsiyorlar. Bu “ortak pazar” yönelişinin en belirgin ifadesi, Mercosur, yani “Güney Ortak Pazarı”. Brezilya, Arjantin, Uruguay ve Paraguay’ın üyesi olduğu bu ortak pazara, şimdilerde aralarında Venezüella da olmak üzere birçok Latin Amerika ülkesi katılım sürecindeler. Mercosur gibi önemli olmasa da, Ant Dağları ülkeleri olarak anılan ülkelerin (Peru, Bolivya, Kolombiya, Ekvador) kurduğu bir ortak pazar ile Karaip adalarındaki küçük ülkelerin kurduğu bir başka ortak pazar mevcut.

 

Görüldüğü gibi, Latin Amerika’da ülkeler güçlerine ve coğrafyalarına göre zaten sermayeleri için daha geniş alanlar yaratmaya girişmişler. Bunun Hugo Chávez’in önderliği ile hiç ilgisi yok. Üstelik bunlar çok eski oluşumlar. Ant Dağları ülkeleri 1969’da kurmuş ortak pazarını, Karaipler 1973’te; en büyüklerin Mercosur’u ise 1991’de kurulmuş. Chávez’den asırlar önce. Bu hareketler ayrıca siyasi planda da Rio Grubu diye bir oluşuma yol açmış. Rio Grubu, CELAC’ın atası sayılıyor. Ve kurulalı tam çeyrek yüzyıl olmuş (1986).

Elbette başta Venezüella’nın Chávez’i olmak üzere, Bolivya’nın Morales’i, Ekvador’un Correa’sı, hatta Nikaragua’nın Ortega’sı, son yıllarda “Bolivarcılık” ideolojisi temelinde Latin Amerika birliği için mücadele ettiler. Bunun bugün gelinen nokta üzerinde hiçbir etkisi olmadığı söylenemez. Ama CELAC’ın bu sözde “solcu” Bolivarcılığın ürünü ya da zaferi olmakla ilgisi yok. Latin Amerika burjuvazisi birleşiyor. Olan bu!

CELAC bu anlamıyla bile önemli elbette. ABD, artık teker başlarına zayıf olan Latin Amerika ülkelerine hâkim olmakta biraz daha zorlanacak. CELAC, ABD’nin Soğuk Savaş döneminde Latinleri hâkimiyeti altında tutmak için oluşturduğu OAS’a (Amerika Kıtası Devletleri Örgütü) rakip olarak görülüyor. Bunun en önemli yanı da OAS Küba’yı dışlamışken, CELAC’ta bu ülkenin asli unsurlardan biri olması.

Ama buradan güzellemeye epey yol var. Bir kere, şayet şimdi Chávez öne çıkarılıyorsa, gelecek sene de Şili’nin sağcı başkanı, büyük liseliler hareketine polisi saldırtan Sebastian Pinera önemsenmeli, çünkü dönem başkanı o olacak. Ayrıca, CELAC’taki ülkelerin başındakilerin hepsi, ister kendilerine solcu desinler, ister sağcı, burjuva düzeninin savunucuları. En “sosyalist” olarak bilinen Morales bile (yardımcısının ortaya attığı terimle) “Ant Dağları kapitalizmi”nin yolcusu! Tabii, Pinera'dan başka sayısız sağcı da var. CELAC’ın kabul ettiği “çok önemli” dokümanlar arasında Latin Amerika çapında “terörle mücadele” de var. Bu durumda, Chávez’in öncülüğüne atfedilen bu “ilerici” kuruluş, Kolombiya’da iç savaşta gerillalara karşı faşizan rejimi destekliyor.

Her ülkenin ABD karşıtı olduğunu söylemek ise gülünç olur. Yukarıda sayılan ortak pazarların hiçbirinde Latin Amerika’nın ikinci büyük ülkesi Meksika yok. Neden? Çünkü Meksika başka bir ortak pazarın, ABD ile kendisini tek pazara bağlayan NAFTA’nın üyesi! Başka örneğe gerek mi var?

Hugo Chávez, o büyük 21. yüzyıl sosyalisti (!), Karakas’taki toplantıda, bir açılış konuşması yapmış. CELAC’a pek büyük önem atfedenler o konuşmanın videosunu izlesinler. Herkesi selamladıktan sonra kimilerinin büyük sosyalist önderi, bir süre önce hayatını yitirmiş olan Arjantin Cumhurbaşkanı Nestor Kirchner’i anıyor. Onun eşi, şimdiki Arjantin cumhurbaşkanı Cristina Kirchner’i ayağa kaldırtıyor ve alkışlatıyor. O Nestor Kirchner ki, 2001 Arjantin devrimci krizini söndüren burjuva politikacısıdır. O Cristina Fernández ki, geçen yıl taşerona sürülen demiryolu işçilerinin eylemi sırasında Partido Obrero üyesi Mariano Ferreyra’yı öldürten sendika bürokrasisinin çetesini hiçbir zaman eleştirmemiş, tersine kanatları altına almış ve himaye etmiştir.

Latin Amerika burjuvazisi palazlanıyor. Bu doğru. Ama Latin Amerika’nın kurtuluşu, ancak Che’nin öngördüğü gibi sosyalist bir Latin Amerika devletleri birliği çerçevesinde olacak. Hem Che’yi, hem CELAC’ı sevmek olmaz!