Soma-Şırnak el ele!
Pazar günü Soma’da maden işçileri Devrimci İşçi Partisi’nin de katıldığı bir miting yaptı. Ondan sadece bir gün önce ise Şırnak’ta (Şirnex) yüzlerce işçi kömür ocaklarının kapatılmaması için yollara düşmüştü. Her iki tarafta da sorun aynı: sahtekârlıkla örülmüş bir taşeron sistemi aracılığıyla özelleştirme, bundan kaynaklanan son derecede güvensiz çalışma koşulları ve tabii ölümler, ölümler. Soma hepimizin canını o kadar çok yaktı ki unutmak mümkün değil: 13 Mayıs’ta 301 ölü. Türkiye tam Soma’nın yasını tutarken, Şırnak’ta 11 Haziran’dan bu yana, üç ayrı kazada beş işçi hayatını yitirdi!
Bu aşağılık düzenin Soma’da nasıl işlediğini biliyoruz: Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) madenleri adı bile bir ucube olan “rödovans” sistemi aracılığıyla Soma Holding’e devrediyor. O da “dayıbaşı” adı verilen bir başka sistem aracılığıyla çok sayıda taşerona. Şırnak’ta sistem daha da dolambaçlı: TKİ, maden sahalarını rödovans yoluyla bir ya da birkaç şirkete değil, Şırnak Valiliği’ne kiralamış. Valilik bir firmaya vermiş. O firma da 8-10 taşerona paylaştırmış ocakları. İt ite, it de kuyruğuna! Ocaklar o kadar güvensiz koşullarda çalışıyor ki, bir süre önce valilik tarafından kapatılmış. Bunun üzerine taşeronlar bu sahaları kaçak olarak işletmeye başlamış. Korkunç ilkel koşullar geçerli. Maden Mühendisleri Odası heyetiyle kuyuları inceleyen odanın eski başkanı Mehmet Torun’dan dinleyelim: “2 metrekare çapında kuyu açıyorlar. Havalandırma yok. Tek giriş var. Kör kuyu (…) Varillerin, plastik bidonların içinde çıkrıklarla kuyuya iniyorlar. (…) İşçiler günlük 30-40 liraya çalışıyor. 1700’lü yılların teknikleri uygulanıyor.” Erdoğan 19. yüzyılda İngiltere madenlerinde ölümlerden söz etmişti, ölümün işin fıtratında olduğunu anlatmak için. Oysa koşullar 18. yüzyıl koşullarıymış meğer!
Şırnaklı maden işçileri işte bu koşullara rağmen, son günlerdeki ölümlerin ertesinde valilik ocakların elektriğini kesince ocakların açılması için, işlerine devam edebilmek için eylem yaptı. Meseleye dışarıdan bakanın kolay kolay anlayamayacağı bir şey: Şırnaklı işçi ölüyor, ama “madenleri aç, çalışayım” diye sokaklara dökülüyor! Çünkü madenler Şırnaklıların bir kısmı için tek geçim kaynağı. Aynen Soma’da olduğu gibi. Somalılar hep ifade ettiler: tütün ve pamuk ve başka tarım bitirildiği için hayatlarını sürdürebilmek için yapılabilecek tek şey kara kömüre talim etmek. Şırnaklılar da kirli savaş döneminde devletin köy yakma ve boşaltma politikası sonucunda tarım ve hayvancılıktan kopmuş. Kente gelmişler. Ama hayatlarını sürdürebilmek için hiçbir geçim kapısı yok. O zaman madenler koşullar ne olursa olsun bu insanlar için geçim kapısı olmuş. Yani Şırnaklı madenci çalışırsa ölebilirler, ama çalışmazsa acından öleceği kesin!
Burada yapılabilecek tek bir şey var: kamulaştırma! Soma madencisi taşerona ve iş güvenliği kurallarının ayaklar altına alınmasına karşı 301 işçinin hayatına mal olan katliamdan beri kamulaştırma talep ediyor. Bu Şırnak için de tek çözüm. Taşeronların işçileri ölüme sürmesine karşı yapılması gereken işçiyi ekmeğinden etmek değil, koşulları düzeltmek. Bunu da ancak devlet yapabilir. Öyleyse madenlerin kamulaştırılması kesinlikle gereklidir!
Soma ve Şırnak el ele yürümelidir. Soma işçisi Şırnak madencisini kucaklamalıdır. Sorunları da mücadeleleri de ortaktır şimdiden. Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği! Bijî biratîya gêlan, yekîtîya karkeran!