Suruç’ta AKP’nin silahlı, saldırılı seçim faaliyeti sonucu 4 ölü çok sayıda yaralı
Suruç’ta AKP’nin silahlı seçim çalışması 4 kişinin ölümü ve çok sayıda insanın yaralanmasıyla sonuçlandı. Türkiye’nin dört bir yanında muhalefet partilerinin bildirilerle, bayraklarla, afişlerle yaptığı faaliyetler AKP’nin polisinin, zabıtasının engellemelerine maruz kalıyor. Ancak Urfa’nın Suruç ilçesinde AKP’liler ellerinde Kalaşnikof marka piyade tüfekleri ve bellerinde tabancalarla “esnaf ziyareti”ne çıktılar. Polis onlara “ne yapıyorsunuz?” diye sormadı. Haliyle bu bir seçim çalışması değil silahlı bir gözdağı verme faaliyetiydi. Sonucu da 4 ölü ve bazıları ağır olmak üzere çok sayıda yaralı oldu.
İktidar ve güdümündeki medya olayı “AK Partililer saldırıya uğradı” şeklinde yansıttı. AKP milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın kardeşi Mehmet Yıldız çıkan çatışmada ölmüştü. Diğer yandan DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) yöneticisi Esved Şenyaşar ve aynı aileden Celal ve Ferit Şenyaşar da hayatını kaybetti. CHP Suruç ilçe Başkanı Servet Gören, çatışmada yaralanan baba Esved Şenyaşar ve oğlu Celal’in Suruç Devlet hastanesinde yapılan saldırı sonucu katledildiklerini açıkladı. Türk Tabipleri Birliği de yaptığı açıklama ile hastanedeki güvenlik zafiyetine ve 112 acil servis ambulanslarının engellenmesine dikkat çekti. TTB, ayrıca hastanedeki saldırı öncesinde kameraların kırıldığını hatırlatarak olayın organize bir saldırı olduğunu belirtti. Öldürülen esnafın kuzeni ise maktulün polisin ve doktorların önünde oksijen tüpüyle kafasına vurularak ve silah sıkılarak cinayet işlendiğini söylüyor. İbrahim Halil Yıldız’ın adamlarının Kalaşnikof piyade tüfekleri ve tabancalarla çekilmiş çok sayıda fotoğrafı mevcut.
İktidarın sansürü ve yönlendirmesi altındaki medya bu ifadelerin hepsini gizliyor. AKP’lilerin açıklamalarına dayanarak üç ölü veren aileyi “PKK’lı, PKK sempatizanı vb.” şeklinde itham ediyorlar. Şenyaşar ailesi ise ölümlerin acısı içinde bir de “bize iftira atılıyor” diye haykırıyor ve kendini anlatmaya çalışıyor. AKP ise adeta olayı siyaseten üstlenmiş durumda. Piyade tüfekleriyle dükkânların tarandığı, hastanenin basılıp yaralıların katledildiği olaydan terör mağduru AKP imajı çıkarılmak isteniyor.
Yaşanan olayın tüm ayrıntıları ortaya çıkmış değil. Ancak devletin tarafsız ve etkili bir soruşturma yapacağına dair haklı kuşkular mevcut. Devletin kendi hastanesinde yaralıların canını koruyamaması ve TTB’nin bu doğrultudaki iddiaları son derece önemli. Eğer devlet bu olayda taraf olursa esnaf gezisinde boy gösteren piyade tüfeklerinin sandık başlarında tekrar ortaya çıkması engellenemez. Devlet taraf olmaya devam ederse sadece Urfa’da değil Türkiye’nin hiçbir yerinde sandık güvenliği sağlanamaz, sandık müşahitleri, avukatlar vb. korunamaz hale gelecektir. Erdoğan dışındaki cumhurbaşkanı adayları ve muhalefet partileri, özellikle de zaten hapishanede olan Demirtaş ve sürekli fiili ve son olarak silahlı saldırı altındaki HDP dışındakiler, baş sağlığı dilekleri ve itidal çağrıları ile yetinip hiçbir şey olmamış gibi yola devam edemezler.
HDP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına sessiz kalanlar, tüm meclisi tasfiye eden dayatmaların önünü açtılar. Suruç’ta yaşananları geçiştirenler ve sırf muhatabı HDP’liler diye silahlı, saldırılı seçim çalışmasını normal bir olaymış gibi karşılayanlar bilmelidirler ki tüm Türkiye’nin bir kardeş kavgasına sürüklenmesinin yolunu açıyorlar. Devrimci İşçi Partisi’nin gündeme getirdiği tüm adayların adaylıktan çekilmesi ve cumhurbaşkanlığı seçimini bir referanduma götürmesi, sadece ikinci turun özelliklerine yanıt veren bir alternatif olmaktan çıkmakta, giderek bir zorunluluk haline gelmektedir.