Kavel grevinin 60. yıldönümünde bir kez daha: Hak verilmez alınır, grev hakkı grevle savunulur!
Bugün dağa taşa, en çok aklımıza yazmamız gereken slogan “hak verilmez alınır”. Bu slogan “zafer sokakta kazanılır” diye devam eder. Çerkezköy’deki Elba Bant grevinde işçiler bu bölümü “zafer sahada kazanılır” diye atıyordu. Kesinlikle daha iyi bir formül! O sırada daha da iyisi bu sloganı “zafer grevle kazanılır” şeklinde atmak olurdu, grevin sonraki günlerinde öyle atılabilir diye sohbetler ederken işçi dostlarımızla buna fırsat bile kalmadan şaltere uzanan eller 8 saatte hakkını aldı, grevle kazandı. Grev hakkının kendisi de grevle kazanıldı bu memlekette. Tam 60 yıl önce, 28 Ocak 1963’te greve çıkan Kavel işçilerinin sayesinde!
1954 yılında kurulan, Koç’un kablo fabrikası olan Kavel’de Türk-İş’e bağlı Maden-İş sendikası örgütlüydü. Koç’un Amerika’dan ithal ettiği genel müdür fabrikaya gelir gelmez işçi ve sendika düşmanlığına başladı. Fazla mesai dayatması, ikramiyeleri kaldırma girişimleri, sendikadan istifaya zorlamanın ardından bardağı taşıran son damla sendika işyeri temsilcilerinin işten çıkarılması oldu. Bunun üzerine 28 Ocak 1963’te Kavel işçileri Maden-İş sendikasının öncülüğünde greve çıktı. Ancak o dönemde grev anayasada bir hak olarak tanınmasına rağmen, henüz bir grev yasası yoktu. İşçiler fiilen üretimi durdurdu. Fabrikayı işgal etti, fabrikanın kapılarını kaynaklayarak fabrikanın tüm giriş çıkışlarını kendi denetimleri altına aldı. İşçilerin bu iradesinin karşısında çaresiz kalan Koç, polisi arkasına alıp polis zoruyla greve son vermek istedi ama bu saldırı da sınıf dayanışmasının da desteği ile püskürtüldü. İstinye halkı grevle dayanışma için seferber oldu. İstanbul’un dört bir yanından işçiler fabrika fabrika Kavel’le dayanışmaya geliyordu. Ve nihayetinde 36 günün sonunda Kavel işçisinin grevi zafere ulaştı. Ödenmeyen ikramiyeler ödendi. İlk atılan dört işçi geri alınamadı belki ama tüm tazminatlarını ve haklarını aldılar. Grev sırasında işten atılan diğer işçiler geri alındı. Kavel işçisi, başta o Amerikalı genel müdür ve Koç olmak üzere sermayeye işçi sınıfının örgütlü gücü ile, üretimden gelen gücü ile sağlam bir ders vermiş oldu. Ama en önemlisi anayasada olduğu halde iki yıldır bir türlü çıkarılmayan grev yasası, Kavel grevinin ardından 15 Temmuz 1963’te çıkarıldı. Grev yasası grevle grev sahasında yazıldı. Sermaye Kavel grevine yasal anlamda hazırlıksız yakalanıp yenilince, yasaya Kavel maddesi olarak bilinen ve yasanın mecliste olduğu sırada grev yapan işçilerle ilgili davaların düşmesini sağlayan bir maddenin eklenmesi de işçi sınıfı mücadelesi açısından önemli bir kazanım oldu. Kavel işçileri sadece kendisi kazanmadı, gelecek kuşaklara da yolu açtı.
Bugün bu yoldan işine, aşına, hürriyetine sahip çıkan işçiler yürüyor. İşçi sınıfı, sendika hakkını, yasaları, anayasayı tanımayan patronları Smart Solar’da olduğu gibi işgalle yola getiriyor. Lila Kağıt’ta, Pulver Kimya’da ve başka fabrikalarda direnişle gücünü gösteriyor. Ve Bekaert’te olduğu gibi Cumhurbaşkanının altına imza attığı grev yasağını tanımıyor, grev hakkını bir kez daha grev yaparak savunuyor. Hangi sendikaya üye olursa olsun ya da sendikalı sendikasız fark etmez tüm işçilere Kavel grevinin mirası, bugün o mirasa sahip çıkıp hakkını almak için işgal, grev, direniş diyerek yürüyen işçiler yol gösteriyor. Hak verilmez alınır, zafer işgalle, grevle, direnişle kazanılır!
2018 genel seçimlerinde Türkiye’deki toplam sandık sayısı yuvarlayarak söylersek 180 bin, toplam seçmen sayısı ise 56 milyon. Yani her sandıktan ortalama 311 oy çıkıyor. Kavel fabrikasında 28 Ocak 1963’te 173 işçi greve çıkmıştı. Bütün Kavel işçilerinin oylarını toplasanız bir sandık bile etmiyor. Ama onlar greve çıktıklarında, ellerini şalterde birleştirdiklerinde, ülkenin gündemine oturdular. Hükümet anlaşma sağlanması için devreye girmek zorunda kaldı. Bugün bir yasa tasarısı gündeme geldiğinde hemen hesaplar başlıyor. Hangi parti ne diyecek? Meclis aritmetiği nasıl? Yeterli sayıya ulaşılacak mı? Kavel işçisinin 173 oyu, toplam oyların %0,0003’ü. Milyonda 3! Bugün bu orana sahip hangi güç meclisten bir yasa geçirebilir? Ama eller şaltere uzandığı zaman düzen siyasetinin matematiği işlemiyor. İşçi sınıfının örgütlü gücünün nelere kadir olduğunun sayısız örneği var sınıf mücadelesinin tarihinde. İşte bu yüzden Kavel grevinin 60. yıldönümünde bir kez daha parolamız Kavel olmalı! İşçi sınıfı işgalle, grevle, direnişle, ekmek ve hürriyet mücadelesini yükselttiğinde, siyaset masasına yumruğunu vurduğunda kendi geleceğini de memleketin geleceğini değiştirecek!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2023 tarihli 160. sayısında yayınlanmıştır. Bu yazıyı Gerçek'in podcast hesaplarından sesli olarak dinlemek için aşağıdaki resmin üzerine tıklayın.