Soykırıma ortak olanlar, Siyonizmle iş tutanlar ve Filistin’in gerçek dostları
İsrail’in Gazze’de giriştiği katliamlar ve soykırım girişimi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de emekçi halk nezdinde büyük tepki gördü. Böyle bir vahşete ve barbarlığa zaten kim destek olabilir diye sorabilirsiniz. Ancak tüm bunlar yaşanmamış, hiçbir şey olmamış gibi İsrail ile ilişkilerini sürdürenler var. En yakınımızda ve en başında da Türkiye burjuvazisi ve istibdad rejimi geliyor. Filistin halkını lafta savunurken Siyonistleri köşeye sıkıştıracak hiçbir somut adım atmayarak kimin tarafında olduklarını eylemleriyle belli ediyorlar.
İstibdad, El Aksa Tufanı’na Siyonizmle işbirliği yaparken suçüstü yakalanmıştır
İsrail’le 2002’den 2022’ye geçen sürede ticaret 1,4 milyardan 8,9 milyar dolara kadar çıktı. Üstelik bu 20 yılda neler yaşanmadı. Van minütler, Mavi Marmara katliamları, Filistin’de işgalin ve yasadışı yerleşimlerin genişlemesi, Filistin’deki gazetecilerin kasten öldürülmesi ve daha niceleri. Filistin halkının hamisi olduğunu iddia edenler tüm bunlara rağmen İsrail’le ticareti katlayarak büyüttü. 2022’de İsrail, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı onuncu ülke oldu. Siyonistler sadece bu yıl 7 Ekim’e kadar Batı Şeria’da 247 Filistinliyi katlettiler. Temmuz’da Cenin’de bir katliam gerçekleştirdiler. Erdoğan bu sırada ne mi yapıyordu? Filistin halkının gazının çalınmasına ortak olmak için Netanyahu'yu ve hırsızlığın Filistin’deki ortağı Mahmud Abbas’ı Türkiye’ye davet ediyor, ticaret hacminin 10 milyar doları bulmasını hedefledikleri demecini veriyordu. Damadı ise daha sonra İsrail’e destek için ABD’nin Akdeniz’e yollayacağı savaş gemisinde Amerikan subaylarıyla selfi çekiyordu. İstibdad rejimi El Aksa Tufanı’na Siyonistlerle tam gaz yakınlaşırken yakalandı. Erdoğan tufanın başında itidâl çağrısı yaptı, katliamlar karşısında gerçek hiçbir adım atmadı, halen de demeç vermekten başka bir adım atmamaya devam ediyor.
Türkiye burjuvazisi ve istibdad, Siyonizmle iş tutmaya devam ediyor
Katliamın bir diğer suç ortağı kârlarından başka hiçbir endişeleri olmayan Türkiye sermaye sınıfı. İsrail’in silah sanayiinde kullandığı demir ve çelik Türkiye’den gidiyor. İsrail’in demir-çelik tedarikçileri arasında Türkiye; ABD, Çin, Almanya ve İtalya’dan sonra beşinci sırada. Enerjide tamamen dışa bağımlı olan İsrail, ham petrolü Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’ndan, işlenmiş petrolü de SOCAR’a ait STAR Rafineri’den alıyor. Hastane bombalamalarından, 14.000’i aşkın Filistinlinin katledilmesinden sonra dahi tüm bu kârlı ticaret kesintisiz sürüyor.
İstibdad cephesi, kürsüden bol bol hamaset dolu nutuk atarken İsrail’i zora sokacak tüm yaptırım, boykot taleplerine kulak tıkamaya, böylece Siyonizmi ticaretle beslemeye, katliamlara ortak olmaya devam ediyor. İskenderun, Mersin, İzmir-Aliağa ve İstanbul-Ambarlı limanlarından İsrail’deki Hayfa ve Aşdod limanlarına gemi trafiği kesintisiz devam etmekte. 7 Ekim’den Kasım ayı sonuna kadar Türkiye’den İsrail limanlarına 400’e yakın gemi mal götürdü. Limak Holding’in işlettiği İskenderun ve Sabancı Holding’e bağlı Ambarlı Akçansa limanlarından Arkas ve Kalkavan gruplarına ait gemiler denizden, MNG Airlines da her gün bir kargo uçağıyla havadan İsrail’e düzenli mal taşıyor. Eren Holding, Filistin’de hastane ve okul binaları bombalarla yıkılırken İsrail’e çimento sevkiyatını sürdürüyor. Filistin halkı abluka altında günlerce yakıt ve enerjiye ulaşamazken, Zorlu Holding, Gazze'de hastaneleri dahi elektriksiz bırakan İsrail’e elektrik tedariğine devam ediyor. Alıcısı doğrudan İsrail devlet kurumları olan santralleriyle Zorlu, Siyonizme ve soykırımına elektrik sağlıyor. Erdoğan, kürsüden “Zulme rıza göstermedik, İsrail vahşetine ses çıkarmayanlardan olmadık.” diye açıklama yaptığı törenin devamında Türkiye-İsrail İş Konseyi başkanı da olan, en büyük kurulu elektrik gücü İsrail’de olan, Filistinlilerin kanı üzerinden kâr elde ederek soykırıma ortak olan Zorlu’ya bir de ödül veriyor.
Kadere bakın, kimler kimlerle beraber!
İsrail ile ticaretlerini tam gaz devam ettirenler bu şirketlerle sınırlı değil. Gazeteci Metin Cihan katliamların başından bu yana Türkiye ve İsrail limanları arasındaki trafiğe dikkat çekiyor. Deniz trafiği takip siteleri, ticaret sicil gazetesi, İTO bilgi bankası, şirketlerin kendi web siteleri gibi tamamen açık ve resmi kaynaklardan teyit ettiği bilgilerle ticareti sürdürenlerin iktidarda bulunanlardan hiç de uzak olmadığını ortaya koyduğu için hakkında soruşturma açıldı. Önce İsrail’in kablo tedarikçilerinden olan Pamukkale Kablo’nun sahibinin BBP kurucularından ve eski milletvekili adaylarından biri olduğunu ortaya çıkardı. Ardından Tayyip Erdoğan’ın oğlu Burak Erdoğan’ın 10 yıllık ortağının Gazze’deki El Ehli Baptist Hastanesi bombalandığı günlerde, İsrail limanlarına gemisiyle sevkiyat yapmakta olduğunu ortaya koydu.
İsrail’in arkasındaki esas güç, teröristin en büyüğü, katliamlarını birlikte yürüttüğü ortağı ABD emperyalizmi ve NATO’dur. İstibdad ona hizmette de kusur etmemekte, ciddi hiçbir adım atmamaktadır. ABD’nin İncirlik Üssü’ndeki silah ve teçhizatı İngiliz emperyalizminin Kıbrıs adasındaki üssü Ağrotur’dan (Akrotiri) aktarmalı olarak İsrail’e gönderdiği haberlere düşmüşken, ne İncirlik ne de İsrail’in bölgede gözü kulağı olan Kürecik Radar Üssü’ne dokunmuştur. İsrail elçisini “istenmeyen kişi” ilan etmemiştir. Tam tersine Erdoğan katliamın had safhaya ulaştığı 23 Ekim’de İsveç’in NATO üyeliğini onaylayan protokolü imzalamıştır. Emperyalistler açıklamalarını yanlış anlamasın diye İsrail’in arkasında duran NATO’nun istediğini hemen yapıvermiştir. Diplomatik veya askeri hiçbir somut adım atmamaya da devam etmektedir.
Siyonistlerle iş tutanların ortaklığını kalbi Filistin halkıyla atan işçi sınıfı bozacak
Emperyalizme ve Siyonizme Karşı Filistin Dostları sırasıyla 11 Kasım ve 24 Kasım’da Beylikdüzü Ambarlı’da Mardaş limanı ve Gemlik’te Gemport limanında "İsrail'le ticareti durdur! Soykırıma ortak olma!" başlıklı basın açıklamaları gerçekleştirerek tüm bu işbirlikçiliği lanetledi. Platform, liman işçilerinin ve Filistin dostlarının yoğun katılımıyla soykırımcı İsrail’e mal taşıyan gemileri protesto etti. Türkçe, Arapça ve İngilizce olarak “İsrail’le ticareti durdur! Soykırıma Ortak Olma” yazan pankartlar açtı. Platform, asıl çağrısını ise Filistin halkı gibi emperyalizm ve kapitalizm tarafından sömürülmekte olan liman işçilerine ve Türkiye’nin emekçi halkına yaptı. Belçika’da liman işçilerinin soykırıma karşı İsrail gemilerine mal yüklemeyi reddettiğini hatırlatan Filistin Dostları, liman ve taşımacılık işçilerini örgütlenmeye ve İsrail’le ticaret yapan gemileri yüklemeyerek soykırımı durdurmak için mücadeleye davet etti.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2023 tarihli 171. sayısında yayınlanmıştır.