1 Mayıs’tan gelecek mücadelelere, emekçi kadınlar en öne!
1 Mayıs’a iş, aş, hürriyet için örgütlü mücadele çağrısı ile hazırlandık. Emekçi kadınları bu mücadelede ve 1 Mayıs’ta en önde yer almaya çağırdık. Emekçi kadınlar fabrikalarında, mahallelerinde, 1 Mayıs günü sendikalarının kortejlerini coşturmak için, sınıf siyasetinin bayrağını Devrimci İşçi Partisi’nin saflarında taşımak için hazırlandı, örgütlendi, öne çıktı. 1 Mayıs’a giden süreçte yapılan işçi toplantılarından mahalle etkinliklerine, afiş çalışmalarından bildiri dağıtımlarına, bir kişiyi daha 1 Mayıs’a katmak için örgütlenme çalışmalarına tüm hazırlıklarda emekçi kadınlar, bir kez daha nasıl bir güç ve iradeye sahip olduklarını gösterdi. Ve gördüğümüz, emekçi kadınların haklarını savunmak için mücadelenin ve örgütlenmenin yolunu tuttuklarında, önlerine çıkan her türlü engeli aşmak için kararlılıkla çaba sarf ettiklerinin, daha da önemlisi kapitalizme ve erkek egemenliğine karşı mücadelede sonuna kadar gidecek gücün emekçi kadınlarda olduğunun bir kez daha tescillenmesiydi.
Devrimci İşçi Partisi; İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da ve Lüleburgaz’daki 1 Mayıs kortejlerinde erkek egemenliğe ve kapitalizme karşı emekçi kadınlar örgütlenmeye ve öz savunmaya diyerek yürüdü, bu sözün hakkını vermek için elinden geleni yaptı. Özellikle Lüleburgaz’da Devrimci İşçi Partisi korteji, kendi fabrikalarında sendikalaşmaya, grev ve direnişlere öncülük etmiş, aylarca Trakya’nın kışında soğuğunda, yazın güneşin alnında bir gün olsun grev alanını terk etmemiş, fiili metal grevleri sırasında Trakya’dan yakılan çoban ateşini tutuşturmuş işçi kadınların, bugün fabrikasındaki işçilere fiilen öncülük etmeye ve fabrikasını örgütlemeye çalışan işçi kadınların damgasını taşıyordu. Grevlerde, direnişlerde bir arada olduk; yeni grevlerle, direnişlerle dayanışmayı birlikte örgütledik ve 1 Mayıs meydanında sınıf siyasetinin sesini de birlikte yükselttik. Ne mutlu!
Şimdi bu gücü, bu birliği daha da ileri taşımanın, emekçi kadınlar olarak yeni mücadelelerde en öne çıkmanın zamanı! Çünkü Mehmet Şimşek’in Orta Vadeli Programı, ekonomik krizin faturasının tümüyle işçi ve emekçilere ödetme programıdır. Kıdem tazminatımıza göz dikmiş durumdalar. Emeklilik sisteminin tasfiyesi ile mezarda bile olsa emeklilik hayallerini banka ve sigorta şirketlerinin insafına bırakmayı planlıyorlar. Yeni nesil esnek çalışma modelleri adı altında kısmi ve geçici süreli çalışmayı esas hale getirip güvensizliği, işsizliği ve örgütsüzlüğü dayatacaklar. Tüm bunlara engel olmak için, işçi sınıfının, örgütleriyle birlikte tam bir mücadele seferberliği içinde olması, ayrı gayrı demeden birleşmesi ve sınıf mücadelesinin yöntemleri ile, işgalle, grevle, direnişle karşı çıkmasıyla mümkün olacaktır. Çalışmak isteyen her kadına iş, her iş yerine kreş diyorsak, işimize, aşımıza, çalışma hakkımıza sahip çıkmak için emekçi kadınlar olarak seferber olmalı, bu mücadelelerde de en önde olmalıyız! Güvencesiz, geçici süreli ve kısmi işlerle ekmeğimizin küçülmemesi, sendikalaşma ve örgütlenme koşullarının fiilen ortadan kaldırılmaması için ekmek ve hürriyet mücadelesini yükseltmeli, bu mücadelede en önde olmalıyız!
Sadece işimiz, aşımız, hürriyetimiz için değil, yaşamlarımıza sahip çıkmak için emekçi kadınlar en öne! 1 Mayıs’a hazırlandığımız, “erkek egemen kapitalist sisteme karşı mücadele ve öz savunma” çağrısını yükselttiğimiz Nisan ayında en az 32 kadın cinayeti ve 13 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. “Şiddete karşı öz savunma” sloganlarıyla yürüdüğümüz 1 Mayıs günü bile haberlerde sadece bizim görebildiğimiz 4 kadın cinayeti haberi vardı. O halde haklarımıza sahip çıkarken yaşamımıza da sahip çıkmak için emekçi kadınlar şiddete karşı da en öne, öz savunma örgütlenmelerini kurmaya!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2024 tarihli 176. sayısında yayınlanmıştır.