Başyazı: Güç işçi sınıfında çare sınıf siyasetindedir!
Emekçi halk ekmek ve hürriyet istiyor. Bunun için sermayenin ve emperyalizmin hizmetkârı olan mevcut iktidarın yenilmesi, yarı askeri nitelikteki baskıcı ve keyfi yönetimin yani istibdad rejimine son verilmesi şart. Ancak mevcut iktidara karşı yine sermayenin ve emperyalizmin hizmetkârı olan bir muhalefetin seçmeni olmak çözüm değil. Onlarda bu düzeni değiştirecek, istibdada son verecek ne güç ne de niyet var. Güç işçi sınıfında çare sınıf siyasetindedir.
Düzen siyasetinden çözüm beklemek boşuna. Aralık ayı boyunca asgari ücret zammı konuşuluyor. Zam oranı ne olursa olsun asgari ücret eriyecek açlık sınırının altına inecek. Asgari ücret açlık sınırına endekslenmiştir ve işçi sınıfının asgari değil genel ücreti olmuştur. Pahalılık artıyor. İşçi bir sefer zam alıyor çarşı pazarda fiyatlar her gün artıyor. Asgari ücret ne olacak diye beklemenin bir faydası yok. Açlığa teslim olmamak için tek yol örgütlenmek, sendikalaşmak, üretimden gelen gücünü kullanarak ücretleri arttırmak, sosyal hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmektir.
Hayat pahalılığına çözüm için ise asgari ücret zammının tüm ücretlere yansıtılması ve tüm ücretlerin enflasyon oranında her ay otomatik arttırılması (Eşel Mobil) gerekir. Tabii ki sermaye buna asla yanaşmayacak. Biraz yüksek rakamlar telaffuz edildiğinde bile hemen iflas ederiz, işyerlerini kapatırız diye ağlıyorlar. Sermaye partileri de (Cumhur İttifakı, Millet İttifakı/Altılı Masa) gerçek çözümlere yanaşmaz en fazla pansuman yaparlar.
İşçi sınıfının sermayeye cevabı şudur: Senin fabrikanı, işyerini açık tutman için benim aç kalmam gerekiyorsa, ben aç kalmadan sen kâr edemiyorsan o zaman kapat, defol git! Fabrikalar ve işyerleri işçi denetiminde kamulaştırılsın! Kâr için değil toplumun ihtiyacı için üretim! Yoksulluğa mahkûm olmayacağız, ürettiğimiz zenginliği paylaşacağız!
Ucuza mal satamam diyen zincir marketlere, teşviğe, desteğe, vergi affına doymayan müteahhide, kârından zarar ettiğinde kıyametler koparan bankalara, burnundan kıl aldırmayan patronların hepsine karşı işçi sınıfının çözümü şudur: Fabrikalar, bankalar devletin devlet işçinin olacak!
İşçiler emekçiler ekmeğini örgütlenerek savunmak zorundadır. İstibdada karşı hürriyet emekçi halkın seferberliğiyle kazanılacaktır. Düzen siyasetinden, sermayenin partilerinden bize hayır yok! Emekçi halk derdine derman bulmak için siyasete ağırlığını koymak zorundadır.
İşçiler emekçiler siyasete! Milyonların kaderinin bir avuç sömürücü azınlık tarafından belirlendiği siyaset masasına yumruğumuzu vurmaya!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2022 tarihli 159. sayısında yayınlanmıştır.