AB, Yunanistan sahil güvenliği ve Frontex, hepsi katil!
Libya’dan İtalya’ya giden ve içerisinde farklı milliyetlerden 700’ün üzerinde insanın bulunduğu bir mülteci gemisi 14 Haziran’da Yunanistan açıklarında battı. Bu faciadan dört gün sonra ise Titanik’in enkazını görmek için maceraya atılan beş dolar milyarderinin içinde bulunduğu Titan denizaltısı ana gemiden bağlantısının kopmasının ardından kayboldu. Titan denizaltısındaki zenginler için ana akım burjuva medyasında dünya çapında saniye saniye güncel haberler yapıldı, milyon dolarlık uluslararası kurtarma operasyonları başlatıldı. Denizaltındaki oksijenin hangi saat ve dakikada tükeneceğinden denizaltının ne şekilde imha olabileceğine kadar çeşitli teknik analizler ve spekülasyonlar yapıldı. Öte yandan batan mülteci gemisi için uluslararası kurtarma çalışmaları şöyle dursun Yunanistan sahil güvenliği tarafından bile bir kurtarma operasyonu yapılmadı. Çoğunluğu kadın ve çocuk olduğu tahmin edilen 700’e yakın mülteci bile isteye ölüme terkedildi. Titanik macerası bütün ilgiyi çekerken, bu büyük trajedi burjuva medyası tarafından tamamen unutturuldu.
Bu facia münferit bir olay olmaktan uzak, hatta Akdeniz’de adeta olağan bir hale gelmiş durumda. Daha önce 2015 yılında 1100’ün üzerinde insan taşıyan ve yine Libya’dan İtalya’ya seyir halinde olan bir mülteci botu benzer bir şekilde batmış ve bu olay Aylan bebeğin Bodrum sahiline vuran bedenine ait fotoğrafla akıllarımıza kazınmıştı. Birçok diğer örnekle birlikte 2021 yılında Manş Denizi’nde batan bir mülteci botunda bulunanlar da Fransa ve İngiltere’nin kurtarma operasyonu düzenlemeyi reddetmesiyle ölüme terk edilmişti. Tüm bunlar sıradan kazalar olmaktan öte emperyalizmin yarattığı yıkımlardan ülkelerinden göç etmeye zorlanmış olan mültecilerin şeytanlaştırılmasının ve “Kale Avrupa” adı verilen AB sınır ve göçmen politikalarının bir sonucu.
Emperyalizm, dünyanın dört bir yanından gelen gariban halkı utanmazca ölüme terk etse de bu halk sahipsiz değil. 15 Haziran’da Yunanistan genelinde çeşitli sendikalar, sol siyasi partiler ve antifaşist örgütler tarafından Atina, Selanik, Patra, Kardiça ve Kalamatya’da düzenlenen protesto eylemlerine binlerce kişi katıldı. Düzenlenen eylemlerde Yunan hükümetinin ve AB'nin zalim göçmen politikaları protesto edildi ve Avrupa Birliği Ofisi önünde AB bayrakları yakıldı. Eylemlerde “Akdenizi bir mezara çevirdiler!”, “Katliamlara alışmayacağız!”, “AB, Yunanistan sahil güvenliği ve Frontex hepsi katil!” gibi facianın suçlularını teşhir eden sloganlar atıldı. Afrika ve Asya’lı mültecilerle enternasyonal dayanışmayı yükselten Yunan halkı bize suçlunun emperyalizmin savaşlarından kaçan ve göç etmek zorunda kalan mülteciler değil bu halkların ülkesini başına yıkan emperyalistler olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2023 tarihli 166. sayısında yayınlanmıştır.