Bangladeş işçileri ve gençleri düzeni sarsıyor!

Bangladeş

2023 yılı Ekim ayında başlayan ve militanlığı ile Bangladeş’i sarsan tekstil işçisi eylemlerinin ardından, bu günlerde gençlerin ülke geneline yayılan eylemleri gündemde. Eylemleri tetikleyen, Bangladeş’in en yüksek mahkemesinin aldığı bir karar oldu. Bu karar kamu istihdamında farklı toplumsal kesimleri farklı oranlarda kapsayan toplamda yüzde 56’lık bir kota getiriyor. Ancak halkın tepkisini çeken şey kota uygulamasının kendisinden ziyade, bu uygulamanın iktidar partisi tarafından devlet içinde kadrolaşma amacıyla kullanılması. Bunu gerçekleştiren de Bangladeş’in Pakistan’dan bağımsızlığını kazandığı savaşta görev alanların akrabalarına ayrılan yüzde 30’luk kota. Bugün nüfusun yüzde birinden daha azına denk gelen bu kesim, ülkeyi kuran ve bugün de iktidarda olan Bangladeş Halk Birliği’ne (“Avami Ligi”) yakın olarak görülüyor. Bir yanda ülkede genç işsizliğinin giderek artması, diğer yanda da yüksek öğrenim gerektiren mesleklerin istihdamında devletin aldığı rolün büyüklüğü bu karara en büyük tepkinin gençlikten gelmesini açıklıyor.

Bangladeş’in “Demir Leydi”si Şeyh Hasina’nın bu eylemlere tepkisi, yakın zamandaki işçi eylemlerine benzer olarak sert oldu. Polisin yanı sıra iktidar partisinin on yıllardır bir şiddet ve sindirme aracı olarak kullandığı ve insan kaçırma, işkence ve tecavüz yoluyla üniversite kampüslerini kontrol altında tutan gençlik kolları örgütü de eylemcilerin üzerine salındı. Başbakan Hasina, eylemcileri bağımsızlık mücadelesi sırasında Pakistan saflarında savaşan hainlere benzetti. Devlet güçlerinin eylemleri barbarca bastırmaya çalıştığı, 200’e yakın eylemcinin öldüğü ve binlercesinin yaralandığı günlerde, eylemciler tarafından hasar verildiği iddia edilen bir metro istasyonuna giden Hasina, kameralar önünde metro istasyonu için ağladı. İlk anda takınılan bu tutum zamanla yerini eylemcileri bölmeyi hedefleyen, militan ve örgütlü unsurlarla eylemcilerin geri kalanını ayrıştırma taktiklerine dönüştü. Büyük oranda iktidar partisinin kontrolünde olan yüksek mahkemenin kararı “bağımsız karar” ilan edildi ve aslında iktidar partisinin buna karşı olduğu söylendi. İlk başta “yargı kararı eylemlerle değiştirilemez” denilerek eylemler yatıştırılmaya çalışılsa da daha sonra kota kararının geri çekilmesi sağlandı.

Tüm bu geri adımlar, eylemlerin seyrini değiştirmedi, dünyanın geri kalanında örneğini çokça gördüğümüz gibi, tek bir talep için başlamış gibi görünen eylemler giderek siyasallaştı. Talepler halen Hasina’nın iktidardan inmesini içermiyor, muhtemelen güç dengeleri daha buna müsait değil; ancak siyasi baskıların kaldırılması, paramiliter baskı araçlarının yasadışı ilan edilmesi gibi talepler yine de iktidarın meşruiyetini zedeleyecek düzeyde. Birbirinden ayrı gibi görünen iki kulvarda ilerleyen işçi mücadeleleri ve gençliğin talepleri, işçi sınıfı programı ekseninde birleşirse, bu çok daha farklı bir güç dengesi ve değişim olanağı yaratacaktır. Bu nedenle hem Bangladeş özelinde hem de enternasyonal düzlemde devrimci işçi örgütlerinin bu yaşananlara seyirci kalmaması ve gerekli dersleri çıkarması elzemdir.

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ağustos 2024 tarihli 179. sayısında yayınlanmıştır.