Dünya işçileri yolu gösteriyor: İsrail lafla değil, eylemle yenilir!
Siyonist İsrail’in Gazze saldırıları devam ederken, her geçen gün saflar daha da netleşiyor. Emperyalist devletler, İsrail’den bile daha İsrailci olmaya devam ediyor. Amerika’da, Almanya’da devlet yetkilileri Siyonizme destek üstüne destek açıklarken, İsrail’e karşı mücadele edenler ve hatta basitçe iki söz söyleyenler hedef gösteriliyor, işlerinden atılıyor. Ama tam tersinden hem emperyalist terörün ne anlama geldiğini kendi tarihinden bilen ülkeler hem de bizzat emperyalist devletlerin bağrındaki yiğit insanlar Filistin davasını gitgide daha fazla sahipleniyor. Hem Türkiye’de hem dünyada kalbi Gazze ile, Filistin ile atan emekçi halk, bu dava için ne yapabileceğini kendine soruyor.
Bu sorunun cevabını en iyi biçimde dünyanın birçok yerindeki öncü işçiler ve sendikaları veriyor. 16 Ekim’de, Filistin sendikalarının tüm dünyadaki işçi sınıfı örgütlerine “İsrail’in silahlanmasını durdurmak” için mücadele etme çağrısında bulunması hızla karşılık buldu. İsrail’in saldırısı başladığından bu yana bir dizi emperyalist ülkenin liman işçileri, İsrail’e silah ve bir dizi mal taşıyan gemileri yüklemeyi reddetti ya da gemilerin İsrail’e doğru yola çıkmasına engel olmak için bilfiil mücadeleye girişti.
Liman işçileri İsrail’e mal taşıyan gemileri yüklemiyor, Filistin dostları İsrail’le ticareti engellemek için limanlarda eylem yapıyor
İsrailli ZIM şirketinin gemilerini yüklemeyi hem İtalya’nın önemli bir liman kenti olan Cenova’daki hem de Avustralya’nın Sydney şehrindeki liman işçileri reddetti. Cenova liman işçileri, Filistin davasına sahip çıkma konusunda hep öncü bir rol oynuyor. Buna benzer eylemleri daha önce de çeşitli vesileler ile gerçekleştirmiş ve İsrail’e silah taşıyan gemileri yüklemeyi reddetmişlerdi. Barselona limanındaki işçiler de “askeri malzeme taşıyan gemiler” için çalışmayacaklarını açıklayarak bu çağrıya omuz verdi. 31 Ekim tarihinde ise Belçika’daki ACV Puls, BTB, BBTK ve ACV-Transcom sendikaları, üyelerini İsrail’e silah taşıyan gemileri yüklememeye çağırdı. Bu çağrının öneminin anlaşılması için, Belçika’nın Antwerp kentinin, Avrupa’nın en geniş ticaret hacmine sahip ikinci limanı olduğunu hatırlatalım. Bizzat işçilerin İsrail’e silah ticaretini engellemeye giriştiği bu örneklerin yanı sıra, ABD’deki Oakland ve Tacoma limanlarında da Filistin dostu kitleler bir dizi eylem yaparak İsrail’e gidecek gemilere engel olmaya çalıştı.
Hindistan sendikaları İsrail’e gidip çalışacak tek bir işçimiz yok dedi
Emperyalist ülkelerin liman işçilerinden sonra, Hindistan işçi sınıfı da Filistin ile dayanışmasını gösterdi. İsrail’in ekonomisi, özellikle tarım alanında yoğun bir yabancı işgücünün varlığına dayanıyor. Bu tarım alanlarında son dönemlerde özellikle Taylandlı işçiler yoğun olarak çalıştırılıyordu. Şimdi, Filistin’de direnişin 7 Ekim operasyonundan sonra, hem bu işçilerin yaşadığı korku hem de bir dizi sektörde çalışan çok sayıda İsraillinin silah altına alınması, İsrail ekonomisine ciddi bir darbe indirmiş durumda. Buna çözüm bulmak için, Siyonistler yoksul ülkelerden topluca ucuz işçi getirmenin derdine düştü. En büyük adaylardan birisi de, faşist Narendra Modi hükümetinin İsrail ile çok yakın ilişkiler tutturduğu Hindistan. Basın organları, 100 bin Hindistanlı işçinin bu amaçla İsrail’e yollanacağını yazmaya başlamıştı. Hindistan’ın sendikaları ise, yaptıkları toplu açıklamada İsrail’in soykırımına destek olacak her türlü adımı reddettiklerini ve işçi yollanmasına engel olmak için uğraşacaklarını söyledi.
Birileri hız kesmeksizin Siyonist İsrail ile büyük çaplı ticaret yapmayı sürdürürken, yani Siyonist katliamı adeta beslerken, dünya işçi sınıfı Filistin’in gerçek dostunun kim olduğunu açıkça gösteriyor. Şimdi sıra bizde, yani Türkiye işçi sınıfında. Emperyalizme ve Siyonizme karşı Filistin Dostları’nın çağrısına uyarak, İsrail’e Türkiye’den tek bir şişe su bile gitmemesini sağlamak için mücadeleye girişmenin tam zamanı!