Karar anı
Kriz kelimesinin Yunancadan gelen kökü “karar anı” anlamını taşıyor. Kapitalizmin dünya krizi derinleştikçe bu karar anı herkes için çok daha yakın ve yakıcı hale geliyor. Özellikle yıllardır dört savaşı birden yaşayan Türkiye için…
11 Eylül’den bu yana ABD’nin sürdürdüğü sürekli savaş, bir yanda İslamcı diğer yanda Batıcı-laik burjuvazinin olduğu politik iç savaş, Kürt sorunu etrafında devam eden savaş ve nihayet işçi sınıfı ve burjuvazi arasındaki sınıf savaşı…
İslamcı burjuvazi rakibine üstünlük sağlarken günden güne ve geri dönüşsüz biçimde politik iç savaştaki gerilimi tırmandırıyor. Şimdi galip gibi görünen AKP zaaf gösterdiği anda, Batıcı-laik burjuvazi emperyalizmin de desteğini arayarak hükümetin ipini çekmek için fırsat kollayacaktır. Bu yüzden de AKP’nin ne içeride ne de dışarıda durma şansı yok. Türkiye’yi çevreleyen ne kadar savaş varsa hepsine boylu boyunca dalmak zorunda görüyor kendisini. Bu da tüm savaşları, televizyonlardan gazetelerden alıp daha yakına, dolaysız biçimde işçilerin ve emekçilerin evinin içine sokuyor.
Kürt savaşı can alıyor. Bu savaşta emekçiler can veriyor. Türk şovenizmi sadece Kürt halkını ezmiyor, iki halkın emekçilerinin arasını açarak burjuvazinin sınıf saldırısının da başarıya ulaşmasını kolaylaştırıyor.
Burjuvazi büyük bir saldırıya hazırlanıyor. Kıdem tazminatları ilk mevzii… Krizin faturasını işçi ve emekçilere kesmek için ellerinden geleni ardlarına koymayacaklar.
Füze kalkanı için anlaşmaya varıldı. İran’a karşı kullanılacak füzelerin radar sistemi Türkiye’ye yerleştirilecek. Bu, sözüm ona savunma sisteminin, aslında İran’ı dize getirme planlarının parçası olduğunu hep söyledik. Radarların Türkiye’ye konacak olması, bugüne kadar Türkiye’nin sınırları dışında cereyan eden emperyalist sürekli savaşı sınırların içine getirme tehlikesi taşıyor.
Türkiye Ortadoğu’da daha agresif olmaya başladı. Barış, kardeşlik ve huzur için değil! Yaklaşan krizi yağma ve talanla fırsata çevirmek için. Türkiye devletinin İsrail’e diklenmesinin bile altında yatan amaç budur.
Karar anı yaklaşıyor. İşçi sınıfı kendi savaşını tüm diğer savaşların önüne koymalı. Çünkü işçi sınıfının burjuvaziye karşı haklı savaşının zaferi tüm diğer haksız savaşlara son verecek tek yoldur. İş ki işçiler ve emekçiler saflarını doğru seçsin. İş ki Türkü, Kürdü, Acemi ve Arabı ile işçiler, emekçiler, yoksullar aynı cephede birleşsin. İş ki işçi sınıfı ve ezilenler, kendilerini yanlış yollara yönlendirmeyen egemen sınıfların peşine takmayan, devrimci öncü partisiyle buluşsun!